Türk çay sektöründe devrim niteliğinde bir dönüşümü beraberinde getirecek uygulama ile çayda herhangi bir kalıntısı ve olumsuz etkisi görülmese de kullanıldığı toprakta ve çevresinde ki canlı varlıklar üzerinde zararlı etkileri olan, toprak yapısını olumsuz yönde etkileyen, yağmur suları ile karıştığı içme sularında kanser vakaları na neden olduğu belirtilen, heyelanları tetikleyen azot ve nitrat içerikli kimyasal gübreden kurtulmuş olacağız.
BAKAN ÇOK SERT ÇIKTI
Yıllardır üretici aidatları ile geçinen ve kimyasal gübreden yaşanan ölümleri umursamayan bazı kuruluşlar bir anda üreticiyi düşünür oldu. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, Organik Çay tarımına karşı bazı mahfillerin 'Organik Çay İstemiyoruz' kampanyası yürüttüğünü belirterek çok sert bir çıkış yaptı. Bakan Çelik bu kesimlere yönelik 'Organik çay istemiyorsunuz da ne istiyorsunuz?' diye sordu, 'Bölge insanına zarar verecek bir çalışmanın içinde olabilir miyiz.?. Normal aklı olan biri bunu düşünebilir mi?. Dedikodu yapanlara inanmayın. Kimyasal gübreyi kaldırıp bahçeleri yeniledikten sonra çayımız 1 numara olacak. Üreticimizde kazanacak. Kimsenin endişesi olmasın. Organik gübre ile ilk yıl az da olsa verim kaybı olsa bile onu da telafi edeceğiz.' dedi. Bakan Çelik, 'Çay o bölgenin hayat damarıdır. Rast gele değerlendirme yapmak büyük haksızlık olur. Bunu cesaretle ele alarak yürütmeye çalışıyoruz. Politik yaklaşım kimse yapmasın. Üreticiler rahat olsun.' dedi.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, bölgede bazı mahfillerin 'organik çay istemiyoruz' diye kampanya yürüttüğünü belirterek 'Ne istiyorsunuz?. Ben bölgenin insanıyım. Türkiye'ye bölgeye zarar verme niyetimiz asla olamayız. Normal aklı olan biri bunu düşünebilir mi?. Bu bölgenin tek geçim kaynağı çay. Hayati önem arz eden çayla ilgili alacağımız kararlar üreticinin aleyhine değil lehine olan karalar olacak. Bakanlık olarak üreticinin mevcut durumunu daha nasıl aydınlık kılabiliriz diye bir mücadele içerisindeyiz. Böyle gelmiş böyle gitsin mi diyelim. Çay bitkisinin ömrü 50 yıl, 100 yıldır çay tarımı yapılıyor.
Mevcut çay alanları yenilenmesi gerekirken 'bırakın çay üreticisi kendi başına kalsın mı' diyeceğiz. Bunu biz diyebilir miyiz?. Ne yaptığımızı biliyoruz. Asit oranında sıkıntılar var. Çay alanlarında eskiden dekara 30 kilo gübre verilirken şimdi 150-180 kilo veriliyor. Buna rağmen toprak betonlaştı ve nitratı almıyor. Ne oluyor bu nitrat yer altı sularına, denize karışıyor.' dedi.
'ÇAYDA BİR ÇIKIŞ YOLU ŞART'
Çay konusunda bölgedeki bütün dinamiklerle görüştüklerini ifade eden bakan Çelik 'Bir çıkış yolu şart. Yeni bir bakış açısı geliştirmemiz lazım. Kimyasal gübreyi ortadan kaldırırsak bizim çayımız organik olur. Birde bahçeleri yenilersek organik olacak çayımızı dünya piyasalarının taktirine sunarız. Böylece çayımız dünyada 1 numara olur. Bu çalışmalar kimin için, üretici için. Doğru bir iş yapıyoruz. Organik tarım dünyanın isteyip te ulaşamadığı bir tarım anlayışı iken 'organik olmasın kimyasallarla devam edelim' yaklaşımı doğru değil.Bu yıl ilave ile birlikte 300 bin dekar alan organik tarım havzası oldu.
Gelecek yıl 830 bin dekarın tamamı organik tarım havzası olacak. Gelecek yıl çay üretilen her alan organik olacak. Biz bir bölgeyi organik tarıma alıyoruz da bir başka bölgeye avantaj mı sağlıyoruz. Bunlar iftira. Bunlar yanlış bilgi. Gelecek yıl bölgenin tamamı organik olacak. Gübre sorumuz yok. Kesinlikle üreticinin kaybı olmayacak. Herkes emin olabilir. Bu kararları almayıp bakanlık yapıyoruz mu diyeceksiniz yada doğru kararlar alarak üreticilerin geleceğini aydınlık mı yapacaksınız. Organik tarıma kademeli geçiş yapıyoruz. Birinci yıl bu tabloyu görüp gelecek yıl tümden organiğe geçeceğiz. Dedikodu yapanlar var. 'Artvin ve Rize'nin doğusu niye organik tarım havzası oldu'. Siyasiler sahip çıkması, üretici kaybedecek diyenler var. Böyle bir şey yok. Bunlar tamamen iftiradır.' dedi.
'KAYIP OLURSA TELAFİ EDERİZ'
Bakan Çelik 'Organik tarımda verimde ilk yıl azda olsa bir verim kaybı olursa onu da telafi edeceğiz. Herkesi sağ sağduyuya davet ediyorum. Çay o bölgenin hayat damarıdır. Rast gele değerlendirme yapmak büyük haksızlık olur. Bunu cesaretle ele alarak yürütmeye çalışıyoruz. Politik yaklaşım kimse yapmasın. Üreticiler rahat olsun.' dedi.
