Memur-Sen İl Başkanlığı öncülüğünde Tuzcuoğlu Memişağa Parkı'nda toplanan sivil toplum örgütü temsilcilerinin üyeleri ve halk, ABD'nin Kudüs'ü 'İsrail'in başkenti' olarak tanıma kararını protesto etti.Protestoda konuşan Rize Belediye Başkanı Reşat Kasap, dünyada emperyalistlerin bir oyun sergilendiğini belirterek 'Bu oyun çerçevesinde bizim hiç anlamadığımızı zannettikleri adımları bölgenin piyonlarıyla birlikte atıyorlar. İçimizdeki insanları kullanıyorlar.' dedi.

Emekliye Seyyanen Zam Yapılacak mı? Emekliye Seyyanen Zam Yapılacak mı?

Müslümanların parça parça birbirleriyle savaştığını aktaran Kasap, şöyle devam etti: 'Bugün daha net bir şekilde anlaşılıyor ki emperyalistlerin bu davranışlarına karşı koyacak tek bir lider ve ülke var. Öncelikle onu bertaraf etmek için yola koyuldular. Bunu bertaraf edemedikleri için daha sonra emellerine kavuşmak için bulundukları Ortadoğu'da adımlar attılar. Maalesef Müslüman olan toplumları kullandılar. Bugün YPG'ye verilen silahların Güneydoğu'da bir silah deposu oluşturmanın gerekçesini daha net bir şekilde anlıyoruz. Çünkü bununla ülkemizi meşgul ederek kendi emellerine ve hedeflerine daha kolay ulaşacakları ümit etmişlerdir. Biz Müslümanların şuurlu olması gerekiyor. Birlik ve beraberlik içinde olmamız gerekiyor.'

KUDÜS DÜŞERSE DİRENİŞ HATTI ÇÖKER
Memur-Sen Rize İl Temsilcisi Başkanı Resul Usta, Kudüs, direnişin en stratejik, en önemli hattı olduğunu belirterek şunları söyledi: 'Kudüs düşerse direniş hattı çöker. Bu böyle bilinmelidir. O nedenle her kim kendisini antiemperyalist olarak, sömürge karşıtı olarak tanımlıyorsa, onları ve tüm Müslüman dünyayı Kudüs direnişi etrafında kenetlenmeye çağırıyoruz. İnsanlık tarihinin en kanlı, en şedit dönemlerinin yaşandığı bir zaman dilimindeyiz. Şiddeti daha da derinleştirerek kanlı iktidarlarını sürdürmek isteyen bir zihniyet, Kudüs üzerinden yeni bir hamle yapmaya hazırlanıyor. Bunu gören tarihsel gerekçelerini bilen ve dünyanın bu devrine itiraz eden vicdan sahiplerinin sesi olarak ihtarda bulunmak üzere burada toplandık. Kudüs'ü işgal eden İsrail'e, İsrail'e destek veren ABD ve bütün bunlara sessiz kalanlar ile birlikte insanlığa dönük bu ihtarın nedeni de hedefi de bellidir. Kudüs insanlığın ortak mirası, özgürlük Kudüs'ün hakkı iradesini yansıtmak için buradayız. ABD'nin Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıma ve Amerikan Büyükelçiliğinin Kudüs'e taşınmasına yönelik söyleminin fiiliyata geçirmeyi amaçlayan ABD ve Başkanı Trump ihtarımızın öncelikli muhataplarıdır. ABD'nin bu hamlesi, insanlık için manevi ve tarihi kıymete sahip, bu yönüyle de dünyanın barış adası olmuş Kudüs'ü savaş gerekçesine dönüştürmek amacı taşımaktadır.'

KUDÜS, BİZİM NAZARIMIZDA BİR MİHENKTİR
Bu yolla, diplomatik ve ekonomik zeminde devam eden örtülü üçüncü dünya savaşının ateşli bölümünün İslam coğrafyası üzerinden gerçekleşmesini istediklerini vurgulayan Usta: 'Oysa Kudüs, bütün inançlar için ortak tarih, ortak coğrafya, ortak kültür ve hepsinden öte ortak kader ve birlikte yaşamak demektir. Kudüs'ün bu vasıflarının yok edilmesine izin vermeyiz. Kudüs'ün insanlığın ortak mirası olması gerçeğine ihanet ettirmeyiz. ABD-İsrail ortak yapımı bu kirli strateji, şiddet ve krizlerle kavrulan bütün insanlık için eğer engellenmezse daha da büyük sorunların kapısını aralayacaktır. Tam da bu yüzden dünyanın bütün iyi insanları barışı geliştirme ve barış adası Kudüs'ü koruma noktasında çağrımızın muhatabıdır. Buradan diyoruz ki, korsan İsrail Kudüs'ü başkent yapmak gibi bir hataya düşmemeli, ABD İsrail'in başkentinin Washington olduğunu idrak etmeli. Kudüs, bizim nazarımızda bir mihenktir. Her bir karışı İlahi vahyi insanlığa bildiren peygamberlerin izlerini taşıması hasebiyle Kudüs; insan olma şuuru, selamete erme bilinci ve sulhun mihengidir. Kudüs, son Peygamber'in risaleti sırasında ilk kıble olarak seçilmesiyle de bizim için varoluşumuzun ve medeniyet kodlarımızın ifadesidir. Muharref bir inancı kendisine payanda olarak kullanan ve batıdaki faşist düşüncelerden hız alan şiddet ideolojisi siyonizmin ateşine odun taşımak, nereden bakarsanız bakın akıl tutulmasıdır. Yüz yılı aşkın süredir Filistinliler'e karşı şiddet uygulayan Siyonist çetenin ideallerine bu derece destek çıkmak sadece akıl tutulmasıyla açıklanabilecek bir durum değildir elbette. Asıl neden kanlı müstebitlerin her ne olursa olsun iktidarlarını sürdürme stratejileridir. Görünen odur ki Kudüs; çökmekte olan köhne dünya düzeninin merkezindeki ABD oligarşisinin yaşadığı iktidar çatışmasını gizleme aparatı olarak seçilmiştir. Bu yönüyle de çağrımızın bir diğer muhatabı siyonizme karşı çıkan samimi Yahudilerdir. Çünkü Kudüs, samimi Yahudilerin de sığınağı ve inançlarını yaşama alanıdır.' dedi.

BİRLİKTE SES VERMEK İÇİN BURADAYIZ
Usta sözlerini şöyle tamamladı: 'Şimdi bu inancı ve kararlılığı fiiliyata dökme vaktidir. Kudüs'ün siyonizme başkent yapılmasını engellemek için harekete geçmek, birlikte ses vermek ve insanlığın beklediği o sözü söylemek için buradayız. Müstebitler de en çok bundan korkuyor. Emin olun ki Kudüs'e özgürlük haykırışı bunun için şiddetle susturulmak isteniyor. Eğer insanı özgürleştirecek söz söyleyebilirsek, müstebit iktidarlar yerle yeksan olur, özgürlüğün nefesi bütün dünyaya ulaşır.'

Editör: Haber Merkezi