'Beterin beteri var' sözü, hayatımızda yaşadığımız sıkıntı ve bazen geçirdiğimiz çeşitli imtihanlar olarak binlerce atasözlerimizin çok anlamlılarındandır. Başa gelen kötü durumlar gerek nitelik gerekse nicelik yönünde çok farklıdır. İnsan, yaratılış gereği dayanıksızdır ve başına bir musibet gelince, sanki dünyası yıkılır ve 'bundan daha kötüsü olamaz' diye söylenir. Oysa durum onun düşündüğü gibi değildir. Bundan dolayı çok kötü bir duruma düşen kimse, bundan daha kötü bir durumda bulunduğunu düşünerek teselli olmalıdır. Değerli okuyucularım sizlerle, İsa Aleyhi selamının menkıbesini paylaşarak, hayırlı, sağlıklı ve bereketli bir ömür sürmemizi Allah-ü teladan niyaz ediyorum. Îsa aleyhisselam bir yoldan giderken, ağaç altında oturmuş, hararetle dua eden birine rastladı. Adamcağız şöyle dua ediyordu:
- Ya Rabbi! Zenginlere vermediğin nimetleri bana verdin. Sana sonsuz şükürler olsun!
İsa aleyhisselam, Bu kimsenin, kör, kötürüm ve baras hastası olduğunu fark edip sordu:
- Sen, hangi nimetler için böyle şükrediyorsun?
- Kalbim, Allah sevgisiyle dolu, para sevgisiyle değil. Dilim de, Allah-ü tela'yı zikrediyor yetmez mi?
Bu cevap, Îsa aleyhisselam'ın çok hoşuna gitti ve eğilip iki kaşının arasından öpüverdi. O anda İki gözü de açıldı. Adam Îsa aleyhisselama dikkatle bakıp sordu:
- Sen İsa Peygamber de-ğil misin?
- Evet, ben Îsa'yım. Haydi ayağa kalk!
Adam fırlayıp kalktı. Turp gibi olmuştu. Hemen secdeye kapanıp yalvardı:
- Ya Rabbî, kör ve kötürümken bu azalarla günah işleyemezdim. Şimdi bunları ihsan ettin. Beni günah işlemekten koru!
Îsa aleyhisselam; 'Amin!' dedi ve yoluna devam etti. (Tam İlmihal)