AK Parti Sözcü Ömer Çelik, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlık ettiği MKYK ve MYK toplantıları devam ederken parti genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. MYK ve MKYK toplantılarının birlikte yapıldığını söyleyen Çelik, iç politika gündemindeki konuların yanı sıra , Irak'ta yaşanan son gelişmelerin ardından daha karmaşık ve uzun vadeli krizleri barındıran bir yapıya kavuşan dış politika gündemini kapsamlı biçimde değerlendirdiklerini belirtti.

'ŞEHİTLİK MAKAMINA SAYGISIZLIK'

Çelik, toplantının başında bir şehit cenazesi ile ilgili yapılan 'Alevi askerin cenazesine devletin üst düzeyi katılmadı' şeklindeki haberi yalanlayarak, 'Her şeyden önce şehadet mertebesine erişmiş kardeşlerimizi 'Alevi-Sünni' ya da herhangi bir etnik aidiyet ile mezhepsel mensubiyet ile tanımlamak şehitlik makamına bir saygısızlıktır. Ne devlet geleneğimizde ne milletimizin adetlerinde şehitlerimiz arasında böyle bir ayrım yapmak şeklinde bir yaklaşım söz konusu değildir. Kesinlikle hiçbir şehit cenazesinde bu olmamıştır. Hükümet adına Aile Bakanımız Zehra Zümrüt Selçuk, partimiz adına Genel Başkan Yardımcımız Fatma Hanım oradaydı. 9'u general ve amiral olmak üzere oradaydılar. Bütün şehitlerimize aynı devlet töreni uygulanmaktadır. Hiçbirinde bir farklılık yoktur' ifadelerini kullandı.

3 Eylül'de başlattıkları vicdan eyleminin 126'ıncı gününe giren Diyarbakır annelerine selam gönderen Çelik, 'Son olarak Sayın Cumhurbaşkanımızın eşleri Emine Erdoğan Hanımefendi kendilerini ziyaret etti. Anneliğin ideolojisi ve siyaseti olmaz. Annelerin bu vicdan çağrısı etrafında kalbi olan vicdanı olan herkesin kenetlenmesi ve bu çağrıya destek vermesinin önemli olduğunu düşünüyoruz' mesajını verdi.

Kadına yönelik şiddetle mücadele kapsamında yapılan çalışmaları anlatan Çelik, üç bakanlığın bir araya gelerek oluşturduğu 75 maddelik eylem planını hatırlattı. Çelik, İçişleri Bakanlığı'nın tüm kaymakam ve emniyet müdürleri ile yaklaşık 28 bin ilgili polis memuruna bu konuda eğitim verdiğini kaydederek, 'Jandarma görevlilerine de eğitim verilmiştir. Yani şiddet konusu ile karşılaştıklarında nasıl davranacaklar ve hızlı bir şekilde harekete geçecekler, bu yıl sonuna kadar İçişleri Bakanlığı bünyesinde ilgili birimlere verilecek eğitimle 250 bin polis ve jandarmamız bu eğitimden geçmiş olacaktır. Koordinasyon sağlanarak en üst düzeyde illerde ilgili birimlerde bu takip edilecektir' diye konuştu.

'MEZHEPSEL FAY HATLARI TETİKLENEBİLİR'

Ömer Çelik, Kasım Süleymani suikastinden sonra yaşanan gelişmelere de değinerek şunları söyledi:

'Maalesef bu ortaya çıkan saldırıyla birlikte şiddetin daha büyük safhalarını bir tehdit olarak önümüze getiren, yeni birtakım şiddet oluşumlarını önümüze getirebilecek bir safhaya geçildiği görülmektedir. Hem Irak'ın hem bölgemizin hem dünyanın güvenliği ve istikrarı açısından son derece olumsuz sonuçlar doğuracak gelişmeler tetiklenmiştir. Karşılıklı tehdit dili her geçen gün, saat tırmanıyor. Cumhurbaşkanımızın taraflara yaptığı itidal çağrısı son derece önemlidir. Birisinin aşırı bir şekilde atacağı adım, beraberinde herkesi peşinden sürükleyecek istenmeyen gelişmelerin doğmasına yol açabilir. Şu anda Irak'ın güvenliği ve istikrarı bütün bölgenin güvenliği ve istikrarı anlamına gelmektedir. Mezhepsel düzeyde ortaya çıkan bu fay hatlarının yeniden tetiklenmesi tehlikesi söz konusu olabilecektir. Irak halkının her zaman yanındayız. Irak'ın güvenliği ve istikrarının sağlanmasından daha büyük çıkar hiç kimse için yoktur. Şiddet döngüsünü artıracak eylemlerden uzak kalmak gerekiyor.'

'ÇATIŞMAK İÇİN ORADA DEĞİLİZ'

Ömer Çelik, Libya'ya asker gönderme tezkeresi ile ilgili yaptığı değerlendirmede Türkiye ile Libya'nın Akdeniz'de ortak bir kaderi paylaştığını, ortak çıkarları, tarihi ve geleceği bulunduğunu ifade etti. Çelik, 'Libya'nın toprak bütünlüğünün korunması ve siyasi bütünlüğünün sağlanması Türkiye'nin milli çıkarları açısından elzemdir. Ateşkesin sağlanmasına katkıda bulunmak üzere orada olacağız. Meşru yapının gayri meşru yapılar tarafından yok edilmesini engellemek üzere tabii ki orada bulunacağız. Ateşkesin sağlanması ve istikrarın tesis edilmesine katkı sağlamak üzere hem diplomatik hem sahadaki faaliyetlerimizi sürdüreceğiz. Burada herhangi bir işgal gücü olarak bulunmuyoruz. Meşruiyeti olan hükümetin daveti üzerine orada bulunuyoruz. Ayrıca Türkiye'ye düşmanlık eden General Hafter'i destekleyen Fransa, Mısır, Suudi Arabistan, BAE ya da Rusya ile herhangi bir çatışmamız söz konusu değil. Biz meşru bir yapıyı desteklemek üzere oradayız, kimse ile çatışmak üzere orada değiliz' diye konuştu.

Çelik, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Türkiye'yi ziyaretinde de Libya konusunun gündeme geleceğini sözlerine ekledi.

'SEYRÜ SEFER SERBESTİSİ KORUNACAK'

4 PKK/YPG’li Terörist Etkisiz Hale Getirildi 4 PKK/YPG’li Terörist Etkisiz Hale Getirildi

Toplantıda soruları da yanıtlayan AK Parti Sözcüsü, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Kanal İstanbul'dan savaş gemilerinin de geçebileceği yönündeki açıklamasının sorulması üzerine şu yanıtı verdi:

'Kesin olan Kanal İstanbul Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile herhangi bir şekilde çelişmiyor. Buradaki seyrü sefer serbestisi aynen korunacak. Geçişlerde Montrö ile sağlanan seyrü sefer serbestisine aykırı bir durum hiçbir şekilde söz konusu olmayacak. Ayrıca proje tamamlandıktan sonra tabii boğazlar Montrö temelinde gemi trafiğine açık olmaya devam edecektir. Bir, Kanal İstanbul'un yapılması Montrö Sözleşmesi'ne aykırı değildir. İki, Kanal İstanbul yapıldıktan sonra da Montrö Sözleşmesi ile çelişmeyecek, süreç Türkiye'nin herhangi bir hak kaybına uğraması söz konusu olmayacak şekilde yönetilecektir.'

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Libya'da muharip güç sıfatıyla farklı ekiplerin olacağına ilişkin sözleri ile ilgili soruya da Çelik, 'Biliyorsunuz o bölge pek çok kabileden oluşan bir coğrafyadır. Orada Saraç hükümetine destek vermek isteyen pek çok unsur bulunmaktadır. Tabii ki bunlar TSK'nın bu davet çerçevesinde ihtiyaç duyulduğu takdirde eğiteceği unsurlar olarak orada bulunacaklardır. Libya'da cihatçı denilebilecek tek yapı Hafter, tutup ona seküler diyorlar. Orada korgeneral başkanlığında bulunacak heyet Saraç hükümetine bağlı olan güçlerin eğitim ihtiyacını karşılamak üzere, bu eğitim talep edildiğinde tabii ki meşru yapıyı korumak isteyen unsurlara, hukuk içerisinde hareket etmek isteyen unsurlara TSK tarafından bu eğitim verilecektir' diye değerlendirmesinde bulundu.

'BAŞKA SAFHALARA GEÇİNCE BİLGİ VERECEĞİZ'

Tezkereden sonra Libya'ya gönderilen Türk askerlerinin Libya topraklarına ayak basıp basmadığına ilişkin soru üzerine Çelik, şöyle konuştu:

'Şu aşamada hangi konumdalar sayıları nedir gibi ayrıntılar vermek doğru olmaz. Orada vakti zamanı geldiğinde gerekli bilgileri paylaşıyoruz. Dün itibariyle Sayın Cumhurbaşkanımız bir korgeneralimizin başkanlığında bu koordinasyonun sağlanacağını, gidişlerin başladığını, peyder pey yerleşeceğimizi söyledi. Hem askerimizin güvenliği açısından hem de orada yapacağımız işlerin selameti açısından bu noktada durmayı tercih ediyoruz. Önümüzdeki günlerde başka aşamalara başka safhalara geçtiğimizde onunla ilgili bilgi vereceğiz size. Navigasyon bilgisi sormayın demek istiyorum. Denizde olabiliriz karada olabiliriz. Oradaki yapımızı kurduktan sonra gereken şeyleri sizle paylaşacağız.'

FETÖ İLE MÜCADELE

Adalet Bakanı Abdülhamit Gül'ün FETÖ ile mücadele konusundaki açıklamalarını değerlendirmesi istendiğinde Ömer Çelik, 'Bu aslında FETÖ ile mücadele konusunda ne kadar hassas olduğumuzu gösteren bir şey. Bu mücadeleyle ilgili gördüğümüz bir yanlış varsa, usul ve esas ile ilgili bir yanlış varsa mücadele daha etkili ve hedefe ulaşacak şekilde yürüsün diye bunu ifade ederiz. Bu örgütle mücadele herhangi bir safhada başlayıp herhangi bir safhada bitebilecek bir mücadele değil. Çünkü bu örgüt çeşitli katmanlar halinde devlet hayatına yerleşmiş, takiye yapma yeteneği yüksek, on yıllarca kendisini saklama yeteneği yüksek elemanlara sahip bir örgüt. Dolayısıyla bu konudaki teyakkuzun devlet katında en yüksek düzeyde devam etmesiyle ilgili bir hatırlatmadır diye düşünüyorum' dedi.

Editör: Haber Merkezi