Eski Başkan Arıcılığa Başladı Eski Başkan Arıcılığa Başladı
Kendisini ziyaret eden 'Hayde Çaya Bakalım' kampanya ekibine açıklamalarda bulunan Metin, üreticilere çağrı yaptı ve 'çayımızı kendimiz toplayalım' mesajı verdi. Kendisinin de bir çay müstahsili olduğunu ve geçmişte çay toplamak için çokça bahçeye girdiğini vurgulayan Başkan Metin şu ifadeleri kullandı:
'Daha 10 yaşlarında olduğum 80'li yıllardan beri çayın içerisindeyim. O yıllarda kesim süresi 35-40 günü buluyordu. Maalesef o yıllardan bugüne gelirken Rize ilimizin nüfusu fazla biriktirilemedi. Bununla birlikte 18-35 yaş arası nüfus azaldığı için, çayı 10-20 gün gibi kısacık sürelerde toplamak eğilimi artmış oldu. Bu durum yabancı uyruklu işçi çalıştırmada bir artış olmasına neden olmuştur. Bu da beraberinde kalite problemini getirmiştir. Sadece günlük kazanacağı paradan dolayı daha çok kilo toplayacağım mantığı ile düşünen yabancı uyruklu işçiler nedeniyle kalite düşüyor. Ancak bu yıl yabancı işçi çalıştırma konusunda azalma olduğu bilgisini aldım. Bu oldukça sevindirici bir haberdir. Yıllık yaklaşık 600 milyon TL paranın yabancı uyruklu işçilere gittiğini biliyoruz. Bu kampanya sayesinde bu para bizim insanımızın cebinde kalacak. Bizim yeniden çayımızı kendimizin toplamaya başlaması gerekiyor. Çaya küçük bir ailenin tarım ürünü olarak bakmak gerekiyor.
Diğer bir konu ise gübreleme: gübre vermeden önce bahçelerimizdeki çaylıkların diplerini çapalarsak daha az gübre kullanacağız ve böylelikle gübreye fazladan giden para da yine cebimizde kalacak. Bu sayede ayrıca sularımız da kirlenmemiş olacak.
Kampanya kapsamında vurgulanan çayın havalandırılması, temiz kesilmesi ve doğru seçilmesi işlemlerinin vicdani bir durum olduğunu ve bunun bir şekilde yapılması gerektiğini düşünüyorum.
Günümüzde vatandaşlarımız kendilerini tarım çalışanı olarak görmüyor. Çay büyüyor, kesiyor ve satıyorlar. Oysa daha çok verim almak için neler yapılması lazım bunu düşünmek gerek. Çay bizim için biraz da eziyet kaynağı olarak görülüyor.
Bir sürgünde yaklaşık 30 gün hasat yapmak gerekiyor. Bunun bilincinde olmak gerekir. Yılda 10 ton çay satan bir aile yıllık yaklaşık 30.000 TL gelir elde ediyor. Bunu aylık olarak hesapladığımız zaman yaklaşık 2.000-2.500 TL gelir ediyor. Yılda sadece 2-3 ay çalışarak böyle bir gelir elde edilmesi fevkalade bir durum. Bunun kıymetini bilmek gerekiyor.
1960'lı yıllarda çaya sevgi ve şefkat gösteriliyordu. Çünkü ortada bir nimet var. Herkes bu nimete gözü gibi bakıyordu. Şimdi ise doğrusunu söylemek gerekirse, çayların bahçelerde gelişi güzel bir şekilde dipten odunlarla birlikte kesildiği, çaylığa girmeden önce temizliğin yapılmadığı bir dönemden geçiyoruz. Bunların tamamı kaliteye etki eden şeyler. Bir de eskiden alım yerlerinde çay seçme olayı vardı; şimdi bu da çok az yapılıyor. Çaylar alım yerlerinden doğruca imalata gönderiliyor. Bunların sonucunda da kalitesiz, verimsiz ve randımansız bir çay ortaya çıkıyor. Bunun neticesinde tüketiciler de günde 5-10 bardak içecekken daha az çay tüketiyorlar. Gençler ise yeni içecek tatları aramanın peşine düşüyor.
Azalan çay tüketimi ile birlikte ise depolarda daha çok çayın kalması ve sonrasında kota uygulamaları ile yüzleşmek sorunları karşımıza çıkıyor. Bu saydıklarımın tamamı üreticilerimizin aleyhine durumlar. Ayrıca çaydaki kalite sorunlarının marketteki ürünün değerini de düşürdüğünü düşünüyorum. Bu durum hammadde fiyatının da düşmesine sebep oluyor.
Çaylıktan başlayarak çaya merhamet duygusu ile yaklaşmalıyız. Çay toplarken mutlaka şunların aklımıza gelmesi lazım; bölgemizdeki on binlerce insan bugün emekli maaşı alıyorsa, on binlerce gencimiz (bizler de dahil) üniversite okumuşsa, evlilik yapmışsa, iş sahibi olmuşsa, ticarethanelerde para kazanmışsa bu çay nimeti sayesinde olmuştur. Böyle bir nimeti torbaya koyuyorum hatta böyle bir nimeti kesiyorum saygınlığı ile bakılsa çayın kalitesi bir o kadar daha artacaktır. Önemli olan yemekte kullandığınız malzeme değil, yemeğe katmış olduğunuz sevgidir! Bu işlerde sevgi artarsa kalite de artacaktır. Kalite artarsa çayın bereketi ve geri dönüşü daha iyi olacaktır.
Hayde Çaya Bakalım kampanyasını hazırlayan ve hazırlanmasına fırsat tanıyanları bu güzel çalışmalarından ötürü tebrik ediyorum. Bu bir gayrettir. Bizler de biliyoruz ki gayret olmadan hiçbir şey olmuyor. Bu düşüncelerle birlikte hem Rize Belediye Başkanı hem de bir müstahsil olarak ben de 'Hayde Çaya Bakalım' diyorum.'
Editör: Haber Merkezi