Rizemiz bundan önce de kapalı devre çalıştığından kaybetti ve maalesef kaybetmeye devam ediyor.
Rizenin sorunları veya bürokrasisi gündeme gelince, ilahiyatçı yönümüz ister istemez biraz geri kalıyor. Çünkü, şehrimizin gidişatı öyle gerektiriyor.
Aslından ilahiyatçı kimliğimiz ile Rizemizin konuları ayrı şeyler değil! Mesela, şehrimizde cinayetlerin, uyuşturucu kullanımının ve bunlar gibi maneviyatımızı da yakından ilgilendiren konular ileri boyutlarda!
Bunlar hep içiçe sorunlar, yani Rizenin meselelerini sesli düşünmemiz, mesleğimizi de yakından ilgilendiriyor.
Neyse yine gelelim hiçbir zaman bir arada düşünmesini istemediğim RİZE ve SORUN kelimelerini konuşmaya…
Başlangıçta şunu söyleyeyim ki, sorunlar, gereken yerlerde müzakere edilmediği için, ilgisiz kişiler ve alakasız yerlerde ve de haddi aşar bir şekilde tartışılıyor. Çünkü, ilgililer kendi işleriyle ilgilenmez ise, ilgisizler işi ele alır!
Bir süre önce görevinden ihraç edilen Şaban ŞİMŞEK gittikten sonra, ciddi ciddi bazı kişileri hatta bazı kurumları, isim vererek, kendine göre içini de doldurarak itham ediyor!
İlin valisini, Üniversite rektörünü, yine bakanımızı bizzat, diğerlerine de dolaylı olarak tabiri caizse sitem de bulunuyor! Ama kimseden 'TIK YOK'
Anladığım kadarıyla gönderilen kişi açık açık ve aleni bir şekilde konuşuyor! Ve halen daha bu serzenişlerine devam ediyor!
Acaba Rizemizde ki olumsuz icraatlar, yapanın yanına kar mı kalıyor, yoksa halkın bilmediği şeyler mi var? İnsanlar ACABA! diyor, işin içinde işler mi var?
Rizemizin bu kapalı devre çalışması hiç hoş değil! Şaban ŞİMŞEK olayı, işi kapatmaya çalışanlar olsa bile halen daha kanamaya devam ediyor! Dur demekle de durmuyor!
Allah korusun bu durum böyle devam eder ve ilgili bir kişi çıkıp, olayı aydınlatmaz ise, Rizemizin başı ağırır diye düşünüyorum.
Mesele, kişilerin şahsiyet,karakter ve metodlarını veya projelerini tartışmak değil, konunun aydınlığa kavuşturulmasını sağlamaktır.
Niçin genellikle Rizemizde işler karambole gelir? Biri 'ah' çeker, biri 'vah' çeker, maalesef işlerimiz ortada kalır!
Ah vah çekmemek için, acizane önerim şudur: İşleri danışarak yapın! Masaya yatırarak yapın! Katılımcı olun! İlgili herkesi işe katın! Gerekirse referandum yapın!
Bunları yapmak zor mu? Hiç de zor değil! Bu olumlu adımları atacak olanlar, öncelikle milletvekillerimiz (siyaset), belediyemiz ve daha da önemlisi Sivil Toplum Kuruluşlarımızdır!
Bu kurumlar bir öneri sununca, bürokrasi olsun diğer resmi kurumlar olsun buna uymak veya alternatif sunmak durumundadırlar! Bunu böyle bilmeli ve yapmalıyız! Yoksa anlımız açık bir şekilde 'Burası Sayın Cumhurbaşkanımızın ilidir' diyemeyiz!
Saygılarımla…