Bu Çocuklar Dünya Kupası’na Gitmezse Yazık Olur

Abone Ol

Türkiye, İspanya deplasmanında öyle bir futbol oynadı ki… Hele o ikinci yarı yok mu?
Bizim Karadeniz’in coşkun deresi gibiydik. Taştık, aktık, vurduk, kırdık… E bir de İspanya’nın bu maça kadar gol yememiş takım olduğunu düşünün… Vallahi helal olsun.
Altay desen… Adam resmen “kapat dükkânı eve dön” moduna geçti. En az dört net pozisyon çıkardı. Barış Alper… Sanki Rize’den değil, Barcelona altyapısından çıkmış gibi oynadı. O kadar diri, o kadar akıllı, o kadar santrafor ki… “Ferdi eski Ferdi olmuş” diyesim geldi.
İlk devrede geri düş, sonra 1-1 yap, sonra öne geç, sonra yine pozisyona gir, hatta maç sonunda “biz bunu yenebilirdik ya” diye iç geçirmek… Bunlar güzel şeyler. Çünkü bu takım genç, diri, cesur.

Bundan sonrası mı? Play-off.
Oradan da Dünya Kupası.
Yani yol göründü.
“Cesaret bazen galibiyetten daha değerlidir.”

RİZE’DE OPERA MI? HAA VALLA OLUR…

“Bizim memlekette bale mi olur?” diye soranlara gelsin…
Rize’de 29 Kasım’da Folklorama müzikali sahneleniyor. Hemen arkasından 30 Kasım’da Şekeronya çocuk oyunu… Hem de ücretsiz.

Bizim bazı hemşeriler hemen soruyor:
Ula opera ne işe yarar?

İşe yarar… Hem de çok yarar.
Bakış açısı büyür, kültür nefes alır, gençler sahne ışığı görür, Rize’nin adı başka türlü duyulur.
Yıllardır “Rize sadece çay mıdır kardeşim?” sorusu dolaşır durur. Al sana cevap. Bu şehir sadece çay değil, sadece bal değil, sadece yağmur değil. Bazen sahne ışığıdır, bazen dekor kokusudur, bazen de müzikal melodisidir.
Geliri yok, masrafı yok, kapıda bilet kuyruğu yok.
E daha ne?
“Kültür, şehrin sessiz yükselişidir.”

499 ARAÇ DAHA… YOLLAR AYNI, SABIR AYNI DEĞİL

“Bu yollar bizi taşır da sinirlerimizi taşır mı?”
TÜİK açıkladı: Rize’de ekim ayında 499 araç trafiğe kaydedilmiş.
Toplam sayı olmuş 105 bin 863.

Şu şehrin yolları değişmese de araç sayısı durmuyor.
Yollar aynı genişlikte, sabır aynı değil.
46 bin otomobil, 38 bin kamyonet, 8 bin motosiklet… Bir de otobüsler, minibüsler…
Ama yol?
Hâlâ aynı.

Her sabah “bu trafik neden böyle” diye söylenen bir memleket olduk.
Bak şimdi… Rize’de yağmur yağınca trafik var. Güneş çıkınca trafik var. Maç varsa trafik var. Bir de üzerine 500 araç daha ekle…
Olacağı bu.
Bu memlekete artık “trafik planı” değil, “trafik devrimi” lazım.
Yoksa her araç kaydı bir zamanımızı daha çalar.
“Yol genişlemezse, öfke genişler.”

KALENDERCE

Umut, bazen İspanya deplasmanında oynanan cesur futboldur…
Bazen bir kültür merkezinde çalan piyano sesi…
Bazen de dar bir yolda ilerlemeye çalışan bir aracın sabrıdır.
Memleket böyle bir şey işte…
Her gün başka bir telaş, başka bir güzellik, başka bir sınav.
Biz yine de yolumuza umutla bakalım.
Çünkü umut genişledi mi, yollar kendiliğinden açılır.