Derbiler haftası kıyasıya mücadeleye sahne oldu. Önce Galatasaray Trabzonspor’la 0-0 berabere kaldı, Pazar günü Beşiktaş sahasında Fenerbahçe’ye 3-2 yenildi. Galatasaray ligin her bakımdan aslanı. 5 puan açmış arayı. Her maçta ligi daha da forse etme şansı var. Fenerbahçe ayağına gelen fırsatı tepmedi Beşiktaş’ı sahasında yendi, lig yarışında bşr adım önde. Trabzonspor, Fatih Tekke ile bir çıkış yakalamış, devamını diliyorum. Samsunspor Zirve yarışında başarılı sonuçlar almaya devam ediyor ki, kupa maçları var, Avrupa maçları var. Trabzonspor Avrupa’da yok. Bu avantajı.
Pazartesi günü Rizespor evinde lig sonuncusu Karagümrük’ü 1-0 yendi, puanını 13’e yükselti. Süper Lig iki ana guruba toplanmış gibi. Derece yapmak için
hedefi olanlar, düşmemek için mücadele edenler.
Bu manada puan cetvelini incelersek Rizespor orta sıraların hemen üstünde yer alıyor. Düşme hattında olanların 8, Rizespor’un 13 puanı var. Düşme hattı demoklesin kılıcı gibi başımızın üstünde dolanıp duruyor.
Son beş haftada alınan iki galibiyet, iki beraberlik ve alınan bir mağlubiyet var.
Ligin yarısından fazlası düşme hattı menzilinde olduğundan eleştirileri hesaplı yapmak, teknik heyet ve futbolcuların moralini bozmamak gerektiği görüşündeyim.
Seyirci oynanan oyundan haz almıyor. Açıkçası ben de çok sıkılıyorum, rahat edemiyorum Rizespor’u izlerken!
Bir kere hocaya bazı futbolcular seyircimiz kadar öfkeli. Final paslarını sanki kasten yapmıyorlar! Böylesine önemli bir maçta bu kadar pas hatası olur mu?
Çok kısır bir futbol oynuyoruz. Ataklarımız rast gele. Duran toptan 82. Dakikada bulduğumuz gol, idama giden yolu tıkadı. Yoksa başımıza çok kötü şeyler gelebilirdi.
Alınacak bir üç puan bizi kaosun tepesine çıkarmaya yetecek. Rahatlayacağız.
11 maçta alınan 13 puan yeterli mi? Asla değil. Rizespor’da bir şeyler iyi gitmiyor.
Umarım kısa zamanda bu aksaklıklar giderilir ve özlediğimiz Rizespor’u seyretmeye başlarız
İstanbul’dan baki selam ve dua ile…