Kafes balıkçılığı meselesi yine ısınıyor.
Yıllardır denizlerimizde var bu kafesler.
Zararı varsa kaldırılsın elbette. Ama bu iş siyaset topuna çevrilmesin.
CHP Rize Milletvekili’nin “uçuş güvenliği bile tehlikeye girer” açıklaması kulağa iddialı geliyor.
Ama bilimin sesi nerede?
Varsa zararı, gelsin raporu, ortaya koyalım.
Yoksa da üreticinin emeğini siyasetin gölgesinde heba etmeyelim.
Üretmeden büyüyemeyiz, korkarak kalkınamayız.
DERBİYE GEREKEN SESSİZLİK
Rize-Trabzon derbisi cumartesi saat 17.
Taraftar konusu yine karışık: Gelsin mi gelmesin mi?
Ben diyorum ki, taraftar gelmesin gitmesin!
Zaten futbolun kendisi yeterince gergin.
Bir de tribünlerde laflar, sataşmalar, taşkınlıklar olunca oyunun tadı kalmıyor.
Sahada futbol oynansın, tribünde öfke değil alkış yükselsin.
O zaman kazanan herkes olur.
DÜNYA ŞAMPİYONU BİR ÖĞRETMEN
Mehmet Ali Küçükosman...
Rize’den kalktı, Macaristan’a gitti, 88 kiloda dünya şampiyonu oldu.
Üstelik bir beden eğitimi öğretmeni.
Hem sınıfta, hem minderde örnek.
Rize’nin azmini, çalışkanlığını, sessiz ama derin gücünü temsil etti.
Bu şampiyonluk, sporun da eğitimin de birleşince neler yapabileceğini gösterdi.
“Ter dökmeyen, alkış beklemesin.”
KARADENİZ’İN KOKUSU
Kestane mevsimi geldi.
Çay bitti, odunlar dizildi.
Kış kapıya dayandı.
Rize’de herkesin cebinde aynı hesap: “Yazdan ne biriktirdik?”
Çünkü bu şehirde yaz çalışmak, kış oturmak demek.
Hava soğur, muhabbet ısınır.
Yine soba başı günleri yakındır.
“Kışın sobası yazdan yanar.”
SON SÖZ
Bir yanda üretim tartışması, bir yanda tribün gürültüsü...
Oysa Rize’nin özünde sessiz çalışkanlık var.
Balığı da, sporu da, insanı da o sessizlikte büyür.
Yeter ki işimize siyaset değil, samimiyet karışsın.