KAÇKAR’DA BİR DÜNYA HEYECANI
Rize’de bugün başlıyor. Dağlar, patikalar, sisli vadiler… Yüzlerce adrenalin tutkunu Kaçkar’a akın etti. “Kaçkar by UTMB” ilk kez yapılıyor ama şimdiden küresel takvime adını yazdırdı.
20 K parkuru ayrı bir heyecan, 50K parkuru ayrı. Teknolojiyle doğa el ele.
Ama sorum şu: Bu organizasyon sadece sporcuların koşusuna mı kalacak, yoksa Rize turizminin vitrinine de yakışacak mı?
"Dağ ne kadar yüksekse, beklenti de o kadar büyüktür.”
•
GÜLLÜ’NÜN SON ŞARKISI
Bir dönemin sesi, arabeskin hüzünlü çiçeği… Gerçek adı Gül Tut, sahne adı “Güllü.” Balkon kazasında hayata veda etti. Oğlu: “İntihar değil, elim kaza.” dedi.
1990’ların kasetçalarlarına damga vurmuştu. Arabesk-fantezi arasında gidip gelen o ses, şimdi sonsuzluğa gitti.
Sanat dünyası yine klasik açıklamasını yaptı: “Büyük bir boşluk…”
Boşluk değil, koca bir devir bitiyor.
Bir ses susar, bir dönem kapanır.
•
RİZESPOR’UN KASIMPAŞA MAÇI
Lig’de 7. hafta. Rizespor, Kasımpaşa’yı ağırlayacak. İlhan Palut idmanlarda taktik çalışıyor.
Ama mesele şu: Kayıp puanlar hâlâ akıllarda. Bu maç, “olmak ya da olmamak” kıvamında.
5 maçta 5 puan… Çok sınırda! Taraftarın tribünde beklentisi basit: “Kazanın, gerisi hikâye.”
Kaybedersen ne olur? Tribün söyler: “Hoca sen git, biz kalalım.”
Futbolun gerçeği: Affetmez, unutturmaz.
•
HASTANEYE YENİ HEKİMLER
Rize Devlet Hastanesi’nde yeni doktorlar göreve başladı. Kardiyoloji, üroloji, dahiliye…
Hayırlı olsun. Ama hastane koridorlarında şu cümle yankılanmazsa asıl o zaman hayırlı olur:
“Hocam sıra çok beklettiniz.”
Doktor sayısı artsa da hasta sayısı daha hızlı artıyor. Bekleme salonları hâlâ sabır test merkezi.
Daha çok hekime ihtiyaç var. Rize’nin sağlığı, sadece tabeladaki isimlerle değil, o odalardaki hizmetle ölçülecek.
Sağlık, adını duymadan ihtiyaç duyduğunda kıymetlidir.
SONUÇ
Rize, bir yandan dünyaya açılıyor Kaçkar’ın patikalarından…
Bir yandan geçmişe veda ediyor Güllü’nün hüzünlü sesiyle…
Bir yandan sahada sınav veriyor Çaykur Rizespor…
Ve bir yandan şifaya kavuşmayı bekliyor hastane koridorlarında.
Her başlık ayrı bir ders.
Her olay ayrı bir ayna.
Ve aynanın karşısında biz, seyirci değiliz aslında.
Hepimiz sahnedeyiz.