©”Kibir ile yol almayın” dedik. Kulak vermediniz. Nifak söküyor dediniz.

©Garibanı kapıda bekletmeyin” dedik.. Tabi düşünemedik çileden gelen adil bir düzen için mücadele ettiğini düşündüğün önemli bir kesimin masa (makam), kasa (para) ve nisa (kadın) üçgeninde çoktan sınıfta kalıp, araba sevdasının, para sevdasının Allah cc rızasının çoktan önüne geçmiştğini.

©Gübre pahalı ne yapacağız diye seslenen yaşlı amcaya "o zaman az gübre ver diyen hayatı hatayı oy istemek için Rize'de sahaya çıkarmasa daha çok oy alırdınız.

©Ve dönde bir BAK aynaya dedik. Bakmadınız. Eleştireni karşınıza aldınız. Yanlışa ses çıkarana fetocu, hain damgası vurdunuz. Gittikçe artan bir yalaka tayfası türedi

©1990 yılında yazdığım Ayasofya şiirim dönemin önemli muhafazakâr dergisi Yörünge’de yer aldı. Ödüller kazandı. Ayasofya’nın açılışında biz içeri giremedik. Çünkü mücahitler dışarda, mütahitler en önde yer almıştı.

©Kaybettiğiniz belediyelerde çalışan size gönül vermiş insanların sizden sonra da işlerine sımsıkı sarılmaları yerine yeni gelen yöneticileri eleştirmelerine ekmek yedikleri yeri karalayarak siyaset yapmasını beklediniz.

©Memlekete faydası Rize’de siyaseten bir noktaya gelsin diye yardımcı olduğum büyük mücadeleler verdiğim eski vekili bir hasta için aradım “komisyondayım” döneceğim diye bana mesaj attı. Dört yıl sonra Kadıköy’de karşılaştık. İlk tepkisi “ya görüşemiyoruz” oldu. Bende “senin komisyondan çıkmanı bekliyor” dedim ve yoluma devam ettim.

© Vakıfların derneklerin bedduası vardır. Özellikle gurbette dernekçilik memleket  sevdasıyla yapılmalıdır. Dernekçiliğin ruhunu öldürdünüz. Özellikle İstanbul'da   istisnalar hariç dernekleri  vakıfları siyasetin arka bahçesi haline getirdiniz.

Ve yaşandığım bir olayla tamamlıyorum.

YAĞDIR MEVLAM YAĞMUR

Rize'de Huzur Pide'nın karşısında güzel bir çay ocağı var. Yıllık izinde oraya oturup açık havada çay içer Mustafa Karalı dostumla sohbet ederim.

KALKIN BAKAN GELECEK

"KEŞKE BAKAN DEĞİL GÖREN GELSE"

Yine bir güneşli Rize sabahında orada oturuyorum. Zabıtalar insanları çekiştirerek (2018) "kalkın bakan ve Rizeli yöneticiler burada kahvaltı edecek" diyerek insanları kaldırıyor. Bu bakan da kendisine "gübre pahalı ne yapalım" diyen amcaya "o zaman az gübre ver" diyen zatı muhterem. Bana doğru yaklaşınca sanırım tanımış olacak diğer insanlardan daha nazik bir üslupla kalkmamı istedi. İnsanlara yapılan bu hareket çok ağrıma gitti. O güneşli havada ellerimi kaldırarak "Allah'ım Rize'de yaşamış güzel insanlar hatıra üzerimize yağmur yağdır" diye dua ettim. Beş dakika sonra gök boşalır gibi yağdı. Bu durumun şahidi önce yaradan sonra Mustafa Karalı (Bizimköy Yöresel) arkadaşımdır... Burada benim bir özelliğim güzelliğim yok. Biz çileden geldik geldiğimiz yeri unutursak yaradan bir şekilde hatırlatır. Allah'ım cc değişenlerden etme bizi Amin…