Geçtiğimiz günlerde Sakarya Arı Yetiştiricileri Birliği’ne borçları nedeniyle haciz işlemi uygulandığı ve kraliçe arılarına el koyulduğu iddia edildi. Konuyla ilgili basın açıklaması yapan Sakarya Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Mustafa Ör, kısa süre önce yeni hizmet binasına taşındıklarını, bu süreçte gelen e-haciz tebligatlarının fark edilmediğini ve bu nedenle yasal sürenin kaçırıldığını söyledi.

Tesise gelen haciz memurlarının ise bal tenekeleri ve birkaç arı yemi üretim makinesine el koyduğunu aktaran Ör, kraliçe arılara el konulmadığını söyledi. Ayrıca haciz işlemini başlatan firmayla hiçbir ticari ilişkilerinin olmadığını iddia eden Ör, hukuki süreç kapsamında gerekli tüm başvuruları yaptıklarını dile getirdi.

Birlik Başkanı Mustafa Ör’ün "ticari ilişkimiz yok" şeklindeki açıklamasına cevap veren, haciz işlemini başlatan firmanın yetkilisi Turan Başay ise birlik ile yapılmış ticari alışverişe dair belgeler, fatura kayıtları, Mustafa Ör’ün imzasını taşıyan evraklar, ödeme planları ve ürün teslim tutanaklarını kamuoyuyla paylaştı.

"İşi teslim aldıktan sonra 2,5 ay telefonlarımıza cevap vermedi"

Sakarya Arıcılar Birliği Başkanı Mustafa Ör’ün yaptığı açıklamanın asılsız olduğunu savunan firma yetkilisi Turan Başay, "Mustafa Ör’ün doğru söylediği tek şey, grubumuzdaki söz konusu olan firma ikinci ayda kurulmuştur ama işi ikinci aydan sonra yaptık. Bununla ilgili tüm deliller ve yazışmalar var. Açıklamasında birlik başkanı, hiçbir ticari ilişkimizin olmadığını iddia etmiştir. Bu tamamen gerçek dışıdır. Yapılan iş, Sakarya Arıcılar Birliği’nin E-5 yanyol Modern Sanayii olarak tabir edilen bölgede bal üretimi paketleme tesisinde 1,5 tonluk 5,5 metre yüksekliğine çıkan endüstriyel yük asansörüydü. Biz bunu yaptık ve ticaretle uğraşıyoruz. Her tüccar gibi bizimde borcumuz ve alacağımız var. Her borcumuz olan kişi bizi icraya vermiyor, her alacağımız olan kişileri de biz icraya vermiyoruz. Tüccar olan kesim bilir ki önemli olan karşılıklı güven ve muhatap alma durumudur. İş süresince her gün en az 5 kez telefonla bizimle görüşen Mustafa Ör, işi teslim aldıktan sonra tam 2,5 ay telefonlarımıza cevap vermedi, geri dönüş yapmadı. Ve biz ısrarla, ’Başkanım, paranız yoksa biz 8 ay, 1 yıl sonra gelelim vade farkı olmaksızın alalım’ dedik. Burada bu süreci başlatan tamamen Mustafa Ör’ün, bizleri muhatap almaması, yaptığımız işe saygısının olmaması, borcuna sadık olmamasıdır, haciz konusu bundan kaynaklı ortaya çıkmıştır" dedi.

"Biz firma olarak paranın peşinde değiliz"

Haciz edilen mallar hakkında da konuşan Başay, "2 tır dolusu makine Yedi Emin deposunda, yaklaşık 2 tona yakın bal depoda. Gönül isterdi ki bunlar olmasın. Biz firma olarak paranın peşinde değiliz, biz Mustafa Ör’ün ticarete yakışmayan davranışların neticesinde bu hale geldik. Para gelip geçici, o önemli değil ama telefonlara çıkmama, ’Ticari ilişkim yok’ deme noktası bizi derinden üzdü" diye konuştu.

"Çok cahilane ve trajikomik bir durum"

Başay, sözlerini şöyle noktaladı:

"Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Yoldan geçen herkes bir yere haciz gönderemez. Evraklarımız, belgelerimiz vardır. Avukat arkadaşlarımız bu durumu hukuki yoldan takip ettiler ve itiraz süresini beklediler. Biz ve avukatlarımız aradık, telefonlara yine cevap verilmedi. Olayların bu duruma gelmesini istemezdik. Sakarya Arıcılar Birliği’nin mallarına haciz koymak üzücü bir durum ama bunun tek sebebi Mustafa Ör’ün şahsıdır. Çok cahilane ve trajikomik bir durum. Eğer Mustafa Ör’ün dediği gibi olsaydı, o zaman hiç bu kadar şeye gerek yok, İstanbul’a gidelim büyük binalara bakalım ve oralara icra gönderelim haciz edelim, alalım. Mustafa Bey’in bu açıklamasını espri olarak anlıyorum. Ben sadece ’Ticari ilişkimiz yoktur’ lafına binaen açıklama yapıyorum. Oradan gelecek paraya bizim firmamızın ihtiyacı yoktur, bizi mağdur edecek bir rakam değil. Bana gelen muhasebe kayıtlarına göre de 2 milyon liralık bir rakamdan bahsediliyor"

Kaynak: İHA