Kâinatta OLUŞMAK yoktur, YARATILMAK vardır. Her an her şey yeniden yeniye yaratılır!
Herhangi bir şey, rasgele, tesadüfen veya kendi kendine oluşmaz!
Her harfin bir kâtibi olduğu gibi, her sanat eserinin de bir sanatkârı vardır. Çünkü herşey bir kanun ile hareket eder.
Biraz daha açalım, insan ol
Garip bir süreçten geçiyoruz. Elma ile armut birbirine karıştırılmak isteniyor!
Geçen gün bir tv programında, bayan moderatör, kadın-erkek eşitliği konusunda şöyle demişti: Kız çocuk pembe, erkek çocuk mavi sever diye bir şey yok; bu durum insanların yönlendirmesinden kaynaklanıyor! Hatta daha da ileri giderek,
Belki bizim de farkında olmadan kullandığımız bazı tehlikeli ifadeler vardır. İlk anlaşılan anlamı ile, pek yanlış addedilmese de, biraz düşününce, o ifadenin dinsizlik ve Allahsızlığı çağrıştığını görürüz!
Tabii ki biz, bu anlamı ile kullanmadığımız için, dinsiz veya Allahsız olmayız, fakat biz
“Bir musibet bin nasihatten evlâdır.” Der atalarımız. Ne güzel demişler...
Bir nimetin kıymetini anlamak için, illa da onu kaybetmek gerekmez aslında! Maalesef çoğu zaman elimizden çıkınca anlıyoruz!
Kar ve yağmurun, ne büyük bir RAHMET ve ne büyük bir NİMET olduklarını, Kâinatın Sahibi biz âciz
Geçen gün TV’deki bir program dikkatimi çekti!
İsmi “Yerküreye saygı” idi.
Yerküreye nasıl saygı duyacağımızı düşündüm!
Önce yerküre nedir? Nelerden meydana geliyor konusunu değerlendirelim!
Hepimizin bildiği gibi yerküre, yani içinde yaşadığımız dünyamız, taş, toprak
Bu mâlum süreci lehe çeviren olduğu gibi, aleyhe çeviren de olabiliyor maalesef! Zorluklar olsun rahatlıklar olsun, her şey insan için bir imtihandır.
Başımıza gelen her bir şeyden sorumluyuz ve hesaba çekileceğiz.
Bu dünya bize, kısa bir müddet kalmak için bir misafirhanedir. Fıtratımızın gereği olan
Şöyle bir soru ile başlayalım: “ Biz kul olarak yağmur duası yaptık, fakat Cenab-ı Hak yağmur vermedi. Duamız kabul olmadı mı demeliyiz?” Kesinlikle hayır...
İkinci bir soru: “Yağmur duası yaparken, niyetimizde yağmur mu olmalı? Yoksa ibadet mi olmalı?” Yine kesinlikle ibadet olmalı...
Neden mi? Ge
Faziletli insanlar ölümden korkmuşlar, fakat ölüm korkunç olduğundan değil; dünyada daha çok kalıp daha çok ibadet, daha çok hayır ve hasenat yapmak için ölmek istememişler. Böyle bir ölüm korkusu herkeste olmalı.
Korona sebebiyle ölüm hadisesi, önceden olmadığı kadar gündemimize girdi, güzel de oldu... Ç
Değerli öğretmenlerimiz bana, öğretmenlikte 39 yılın özetini yap derlerse, şunları söyleyebilirim:
-Önce mesleğinizi sevin, sevilmeyen hiçbir meslek yapılmaz, öğretmenlik hiç yapılmaz!
-Öğrencinizi sevin, kendi çocuğunuz gibi görün!
-Fiziki yapınız ve kıyafetiniz temiz ve sade olsun!
Nasrettin hocamıza sormuşlar; “Kıyamet ne zaman kopacak?” diye… Hoca cevap vermiş; “Hanım ölünce küçük kıyametim,ben ölünce de büyük kıyametim kopar! Bana ne öbür kıyametten!” demiş.
Fıkra bu, fakat hocamızın fıkralarında kıssadan hisse kabilinden pek çok dersler vardır.
Ne güzel demi