4 maçta 10 puan. Çaykur Rizespor'un ikinci yarıdaki karnesi şu an için hiç de fena görünmüyor. Ama ligin ilk devresi işin içerisine girince bu başlangıç bile yeterli gelmiyor. İlk yarıda maksimum düzeyde puan kaybeden ve ligin dibine gerileyen Çaykur Rizespor, ikinci yarıda bu durumu tersine çevirmek için bir hamle yapmak, ortaya bir direnç koymak durumundaydı. Nitekim peş peşe kazanılan 3 maç; takımın kolay teslim olmayacağının ve lige tutunmak için elinden geleni yapacağının adeta ispatıydı. Ayrıca bu 3 maçın 2'sinde Çaykur Rizespor direkt rakibi olan Akhisarspor ve BB Erzurumspor'u yenerek altın değerinde puanlar kazanmıştı.

Üst üste galibiyetlerin ardından sahasında Antalyaspor'u ağırlayan Çaykur Rizespor için bu maçta alınacak 3 puan; hem galibiyet serisine devam etmek hem de haftalar sonra alt sıralardan bir nebze olsa da uzaklaşıp, ferah bir nefes almak demekti. Bu maça kadar ilk 15 dakika içerisinde gol sevinci yaşayamayan tek takım olan Çaykur Rizespor, bu durumu 6'ncı dakikada Muriç'in ayağından gelen jeneriklik golle bozdu. İlk yarıda durumu 2-0'a getirecek pozisyonlar yaşandı ancak bunlar sonuçlandırılamadı. Yeşil mavililer adına kırılma noktalarından birisi de Umar'ın sakatlanarak 27'nci dakikada oyundan çıkması oldu. Umar, ligimizde en iyi kontra atağa çıkan futbolcularından birisi ve maçta tam onun istediği bir oyuna doğru yöneliyordu. Antalyaspor yüklenirken Çaykur Rizespor kontra ataklarla rakip sahada tehlike yaratmaya çalışıyordu. Bu oyunda Umar'ın rakip sahada etkili olması beklenirken, sakatlık nedeniyle oyuna devam edemedi.

İkinci yarıda yine kırılma noktaları yaşandı. Çaykur Rizespor farkı arttıracak, Antalyaspor ise beraberliği yakalayacak fırsatları ele geçirdi. Sonuçta bu fırsatlardan birisini değerlendiren konuk ekip, Mevlüt'ün golü ile eşitliği sağladı. 1-1'den sonra oyun yine bir o tarafa, bir bu tarafa gitti. Son dakikalarda Aatif'ın şutu Çaykur Rizespor'a 3 puanı getirebilirdi ancak direk buna izin vermedi ve maç beraberlikle sonuçlandı.

Biraz da futbolcular üzerinden maça bakalım. Umar'ın yerine oyuna giren Nakoulma'nın henüz tam anlamıyla hazır olmadığı görülüyor. Daha önce ligde tanıdığımız Nakoulma süratının yanında dayanıklı da bir oyuncuydu. Şu an bu düzeye ulaştığını söylemek güç. Bu durum göz önünde tutulunca Umar'ın sakatlığı sonrası Nakoulma yerine Samudio'nun oyuna alınabileceğini düşünüyordum. Samudio, geçen sene bu takımın yıldızı ve gol kralıydı ama bunları bir alt ligde yapmıştı. Paraguaylı futbolcunun Süper Lig'deki performansını kendi açımdan 'hayal kırıklığı' olarak görüyorum. Geçen senenin ardından kendisi için beklentileri yüksek tutmuştum ama Süper Lig'de o etkiyi henüz yaratamadı.

Aatif'ın da henüz tam hazır olduğu söylenemez. 4 ay futboldan uzak kalması oyununu etkiliyor ama takıma belli bir kalite kattığı da ortada. İkinci yarıda Aatif'in kenardan daha çok Muriç'in yanında ikinci bir forvet gibi oynadığını gördük. Boldrin sol çizgiye geçerken Aatif ortaya kaydı. Sezon boyunca genellikle 4-2-3-1 formatı ile oynayan Çaykur Rizespor, bu maçta 4-4-2'ye döndüğü görüldü. Bu durum sadece bu maçlık mı yoksa diğer maçlarda da sürecek mi bunu izleyip göreceğiz.

Okan hoca, durum 1-1'e gelince Azubuike'yi çıkartıp Samudio'yu aldı. Akhisarpsor maçının ikinci devresinde olduğu gibi kazanmak için riskler aldı ve hücum hattına takviyeler yaptı. Akhisarspor maçında bu hamle tutmuştu ancak bu maçta rakip 10 kişi değildi ve kendi sahasına çekilmemişti. Yine de Okan Buruk'un bu hamlesini olumlu buluyorum. O da iç sahada takımının minimum düzeyde puan kaybı yaşaması gerektiğini biliyordur.

Başta belirtiğim gibi yine aynı noktaya geliyoruz. 4 maçta 10 puan gerçekten fena gözükmüyor. Ancak ilk yarıda kaybedilen puanlar göz önüne alınınca Çaykur Rizespor'un minumum düzeyde hata yapması ve puan kaybetmesi gerekiyor. Bu puan kayıplarını minimize etmeninde başlıca yolu evindeki maçları kazanmaktan geçiyor. Çaykur Rizespor için rakip gözetmeksizin içerde kaybedeceği puanlar eksi olarak hanesine yazılıyor. Antalyaspor maçında 1 puan kazanmaktan daha çok 2 puan kaybedildi diyebiliriz. Bu nedenle evde kaybedilen bu puan kaybı hiç de hesapta yoktu.