Kur'an-ı Kerim ve Peygamberimizin hadislerinde anne babaya iyilik emretme çokça yinelenir. Anne babanın, çocuklarına iyi davranmaları konusundaki tavsiyeleri de; özel durumlarla sınırlı olmak üzere pek nadir görülür. Çünkü fıtrat, anne babanın bir özendiriciye gerek olmaksızın özden kaynaklanan yapısal bir güdü ile çocukları koruyup gözetmelerini tek başına güvenceye alır. Onlar bu koruyuculuk görevini; sıkıntı çekmelerini geçin, çoğunlukla ölüm sınırına ulaşan ilginç mükemmel soylu bir özveri ile ikilemeden, karşılık beklemeksizin hatta teşekkür bile ummaksızın yerine getirirler.

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Bizde çok büyük hakkı olan üç kişiden biri, dünyaya gelmemize sebep olan ana babadır. Diğeri, dinimizi doğru öğrenmemize sebep olan hocadır. Öteki de, maddî rızkımıza sebep olan işverendir.
Bir Müslüman çok başarılıysa, tuttuğu altın oluyorsa, işin temelinde, muhakkak ana babasının rızası, duası vardır, onları çok memnun etmiştir. Çünkü Resûlullah aleyhisselam; 'Ana babanın evladına duası, peygamberin ümmetine duası gibidir, reddolmaz.' buyuruyor. Bedduası da böyledir.
Bir evlat, ana babasının; bir işçi de işvereninin duasını, rızasını alamazsa, Allah`ın rızasını alamaz. Yani, bize gelen nimete vesile olana teşekkür etmezsek, o nimet için yapacağımız şükrü Allahü teala kabul etmez. Çünkü hadîs-i şerîfte; 'Kendisine iyilik edene teşekkür etmeyen, Allah`a şükretmiş olmaz.' buyuruluyor.
Ana babamız hayattaysa, ellerini öpüp, gönüllerini, dualarını almaya çalışmalıyız. Hatta; 'Cennet anaların ayakları altındadır.' hadîs-i şerîfine uyarak, annemizin ayaklarının altını öpmeliyiz. O zaman çocuklarımız da bize gerekli hürmeti gösterir. İnsan ne ekerse onu biçer. Eden kendine eder.
Çocuklarımıza malı, mülkü, taşı toprağı değil, namazı vasiyet etmeliyiz. Peygamberimiz ve bütün evliya zatların vasiyeti namazdır. Çünkü doğru kılınan namaz, her derde devadır. Büyük bir zatın oğluna vasiyeti şöyledir:
1- Bayılmak ve deli olmak hariç, hiçbir vakit namaz üzerinden geçmeyecek. O halde baba hakkı olarak sana vasiyetimdir, karada, havada, denizde, nerede olursan ol, Allahın emri olan namazı terk etmeyeceksin!