Yelkenlisiyle Zonguldak üzerinden kömür taşımacılığı yaparken işlerinin bozulmasıyla eşkıyalığa başlamış, Kandıra civarında Müslüman halka zulmeden Rum çetelerine karşı Kuvâ-yi Milliye saflarında başarıyla karşı koymuştur. Bir Fransız gemisini kaçırmayı başarınca Ankara Hükûmeti'nce milis yüzbaşı olarak onurlandırılan İpsiz Recep, düzenli kuvvetlere katılarak Yunan ordusuna karşı savaşmıştır. Savaşın akabinde İstiklal Madalyası'nı almaya hak kazanmıştır. Ona layık görülen madalyayı geri çevirerek "Ben madalya için değil milletim içim savaştım" demiştir.

Rizeli bir çeteci ve Kuvâ-yi Milliyecidir. İpsiz Recep ve arkadaşları, Kuvâ-yi Milliye içerisinde önde gelen isimlerdendir. Teşkilat-ı Mahsusa tarafından desteklenen Karakol Cemiyeti, Anadolu'ya silah, cephane kaçıran, üst düzey askerlere istihbarat sağlayan, direniş örgütlerinin gizli gruplarından ilki ve en önemlisidir. İpsiz Recep ve arkadaşları bu cemiyet içerisinde yer almıştır

1928 yılında Yenimahalle'deki evinde tifo hastalığı nedeniyle ölmüştür. Vasiyeti üzerine Karasu şehir mezarlığına defnedilmiştir.