Kavga esnasında bilinç kaybı yaşar insan. Haklı haksız, doğru yanlış diye bir ölçüsü yoktur o an. Karşısındaki artık bir insan değildir ve her türlü fiili saldırı, sözlü hakareti hak etmektedir! Kavga biter, ve tabii ki herkes bundan nasibini almış olur. Ama her iki taraf da bundan bir ders çıkarır. En acımasızı bile… En azından çıkarması lazım! Tekrar yaşanmaması için tedbirini alması lazım! Neyi eksik ve yanlış yaptığını kendisine sorması lazım! Karşınızdaki ders çıkarmıyor, sürekli kavgayı tercih ediyorsa, o zaten psikopattır. Ona karşı da farklı bir tedbir almak lazım!

'Öfke gelir göz kararır, öfke gider yüz kızarır.' demiş atalarımız.

Çok az insan, kavga sırasında soğukkanlılığını korur ve mantıkla hareket eder. Onlar da, 'dahi'lerdir. Zaten böyle bir sorun ortaya çıkmadan, onu önlerler. Ne yazık ki Atatürk'ten sonra ülkemizde böyle bir dahi de gelmemiştir.

Peki kim kazandı? Neyi kastettiğimiz malum…

Hemen cevabını verelim:

Her şeye rağmen, 'Türkiye kazanmıştır.'

Neden?

Çünkü:

Bundan sonra herkes, bulunduğu konumu, durumu bir kez daha gözden geçirme ihtiyacı duyacaktır, kendisini sorgulayacaktır.

Yarın daha demokratik bir Türkiye olacaktır.

Bundan sonra bakan çocuğuyla köydeki vatandaş Mehmet'in çocuğunun eşit haklara sahip yurttaşlar olduğunu herkes anlayacaktır.

Bundan sonra, kuralların ve kanunların sadece halk için değil, toplumun tamamı için geçerli olduğu düşüncesi hakim olacaktır.

Bundan sonra insanlar, senin ne kadar dindar,sağcı,solcu olduğuna değil, ne kadar namuslu,ne kadar insan haklarına saygılı, ne kadar hak ve hukuktan yana olduğuna bakacaklardır.

Bundan sonra kimse, farklı düşünen insanlara karşı düşman gözüyle bakmayacaktır ve ya böyle bir düşmanlığı teşvik etmeyecektir.

Bundan sonra, kısır çekişmeler yerine, ülkenin gerçek gündemi; eğitim, sağlık,işsizlik, ekonomi, çevre, kültür ve insan hakları konuşulacaktır.

Bundan sonra kimse, sevmediği bir insan bile olsa, bir haksızlığa, hukuksuzluğa uğradığında, sevinç çığlıkları atmayacaktır.

Bundan sonra hiç kimse, devletin bir kuruşuna bile halel getirmeyecektir.

Bundan sonra herkes, hukukun herkese lazım olduğunu ve buna uygun hareket edilmesi gerektiğini söyleyecektir.

Bundan sonra hiç kimse, emanete hıyanet etmeyecektir.

Bundan sonra polis, insanlara daha saygılı olacaktır, sokakta yürüyen kadınları tekme tokat dövmeyecektir.

Bundan sonra, iktidar sahipleri, kendi yandaşlarının değil, bütün halkın menfaatlerini koruyacaktır.

Bundan sonra,'yaptım oldu' değil,'hep birlikte yapalım' anlayışı hakim olacaktır.

Bundan sonra, senin adamın, benim adamım yerine, işinin adamı işbaşına gelecektir.

Bundan sonra kimse, durumdan vazife çıkarıp, sokaktaki insanları sopalarla darp edip öldürmeyecektir.

Bundan sonra, 'Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.' prensipleri doğrultusunda yönetilecektir.

Bundan sonra herkes, kadın ve çocuk haklarına daha saygılı olacaktır.

Bundan sonra kimse, sokakta sağa sola ateş açıp birilerinin ölümüne sebep olmayacaktır.

Bundan sonra idareciler, çocukları, senin ölün benim ölüm diye ayırmayacaklardır.

Bundan sonra, demokratik tepkiler sırasında, insan hayatına kasteden gösterilere pirim verilmeyecektir.

Bundan sonra insanlar, birbirini daha çok anlama ihtiyacı duyacaklardır.

Bundan sonra…

Bundan sonra….

Bundan sonra….

Türkiye kazanacaktır, millet kazanacaktır.

Tek endişem, balık hafızalı oluşumuzdur.

Hiç bir ders çıkarmadan, aynı noktadan devam edeceksek…

Allah rahmet eylesin!

Sevgi ve saygılarımla…Hoşça kalın...