Toplum sağlığını yerle bir eden ne varsa önümüze fırlatıyorlar. Hiçbir kural, kaide, değer yok!
Alan ahlaksız, veren ahlaksız, terbiyesiz, izandan, insaftan yoksun!
Batı, “kaybettiği değerlerini” bu yolla üzerimize boca ediyor. Bizim de kendilerine
benzememizi istiyorlar! Hatta onların düştüğü bataklığı geçtim, ıssız çöllere, ruhsuz bir şekilde postalamak istiyorlar!
Bu 200 senedir devam eden bir mücadeledir ve hep kaybeden taraftayız!
Dinimizi, imanımızı, güzel geleneklerimizi, örfümüzü, adetlerimizi ortadan kaldırmaya çalışıyorlar. Düğünlerimiz, bayramlarımız “rezil” durumda! Düğünlerde kadınlarımızın, genç kızlarımızın giydiği kıyafetlere bir bakın Allah aşkına! Yarından yukarısı tamamen dışarda, gerisi, vücut hatlarını “rezil” bir şekilde ortaya seren daracık kıyafetler. AVM’lerin kafeleri bir alem! Oraya giden bazı tipler “özel” hazırlanıp “sahne” alıyorlar. Sanki “podyuma” çıkacaklar, seyirciye “şov” yapacaklar!
Yaşamı ve mesleği gereği özel yerlerde sahneye çıkan, sözüm ona sanatçılara özenen bu zavallılara nasıl müsaade ediyoruz?
Haber alma hakkımızı “Google denilen virüsle” elimizden alıyorlar. Israr edersen, dünyanın en “rezil” durumlarını gözümüze sokuyorlar!
Haber okuyacaksan, kadınların en mahrem yerlerinden başlayan reklamlar hiç istemediğiniz anda karşınız dikiliyor, kanal değiştiriyorsun, daha “rezil, en aşağılık” resimler fütursuzca önünüze seriliyor!
Ayrımsız bütün haber siteleri “bu rezilliğe alet olmak” zorunda! Yapılan haberi “okutma telaşı” var ya! Okunan “haberlerden para kazanmak” var ya! Bu isteği bilen Google denilen arama motoru tek ya, alternatifi yok ya, izlemeye mecbursun!
Bu reklamları haber sitesinde “yasaklayan” kardeşlerime en kalbi teşekkürlerimi sunuyorum.
Kadınlarımızın, iffetini, izzetini, şerefini, namusunu düşündükleri için çok teşekkür ederim.
Bu “alçak global işgale” direndikleri için “Yüce Allah bütün isteklerini kabul etsin” diyorum.
Evet, bildiğimiz “esaret zinciri” bu şekilde örülüyor. Mücadele gerektirir! Yoksa beraberce uçurumun dibini boylayacağız!
Devletin eli yeter aslında. Çok sert müeyyideler getirilmesi lazım. Çocuklarımızı, gençlerimizi “bu alçak furyadan” devlet kurtarabilir ancak. Alakası olmayan anda, yerde, zaman ve saate bu rezilliğe sebep olanlara önce maddi, sonra kapatma cezası verilmelidir.
Yeter. Alçaklara dur diyelim artık!
Baki selam ve dua ile…