Külünk, ÇAYKUR’un mevcut kapasitesini zorlayarak çay alım sürecini planlı yürütmesi gerektiğini vurgularken, özel sektörün üreticinin alın terini fırsata çevirmesine sert ifadelerle tepki gösterdi.
Külünk, “ÇAYKUR’un kapasitemiz yetiyor mu, yetmiyor mu sorusunu sordurmaması gerekir. Gerekirse kapasite artırılmalı. Vatandaş da çayını birkaç günde bitirmeye çalışmamalı, bu süreç doğru yönetilmeli. Böylece özel sektör istismar alanı bulamaz” dedi.
“Rizelinin Alın Teri Üzerinden Tefecilik Yapılamaz”
Özellikle bazı özel sektör firmalarının yaş çay alımında sergilediği tavra dikkat çeken Külünk, “Vatandaşın yağmurda, güneş altında sıcakta 8 ay bekleyerek, emek vererek yetiştirdiği çayı kapılarına götürdüğünde, bu emeği sömürmeyen özel sektör temsilcilerine teşekkür ediyorum. Ancak bu süreci fırsata çevirenlere, ellerindeki parayı tefeci mantığıyla kullananlara sesleniyorum: Rizelinin aklı ve alın teri, sizin kutsalsız ve kuralsız para kazanma düzeninizin uğrak yeri değildir” diye konuştu.
“ÇAYKUR Üzerinden Tekel Hesapları Yapılıyor”
Geçmişte de benzer girişimlerin olduğuna işaret eden Külünk, “ÇAYKUR’un özelleşmesini bekleyip, fabrikaları alarak çayda tekel kurmak isteyenler oldu. Şartlar el vermedi, başaramadılar. Bugün de bazı özel firmalar bu hayalin peşinde. Buna izin verilmemeli” uyarısında bulundu.
“Çayın Hukuku Korunmalı”
Külünk ayrıca, üreticinin çay bahçesine sahip çıkmaması durumunda gelecekte kendi tarlasında ‘yarıcı’ durumuna düşebileceği tehlikesine de dikkat çekti. “Çay bu şehir için büyük bir nimettir. Binlerce insanın hayatının merkezindedir. Bu yüzden çayın hukukunu korumak zorundayız” diyerek sözlerini tamamladı.