Rize yöresinde tulumla oynanan oyunlar daha ziyade Hemşin yöresinde gelişmiştir. 20 veya daha fazla oynanan oyunlarda oyunu idare eden bir kişi vardır.

Tuluma bazı yörelerimizde 'Gada' denilmektedir.

Genellikle yol havalarında ve düğünlerde çalınan bu yöresel alet şimdilerde artık çoşkulu şenliklerin tümünde çalınmaktadır.

Tarihi
Tulum'un bir enstrüman olarak kullanılmaya başlandığı tarih hakkında kesin bir bilgi olmamakla birlikte Mezopotamya'da ortaya çıktığı sanılmaktadır.

Aristophanes'in Akharniyalılar oyunundan (MÖ 425) ve Suetonius'un imparator Nero'nun (MS 54–68) hayatını anlattığı eserinde Utricularius adlı bir tulumcunun varlığından Antik Çağ'da Akdeniz uygarlıklarınca ödünçlendiği anlaşılmaktadır.

İskoç gaydasının atası olan gayda-tulum benzeri nefesli sazların Romalılar tarafından Mısır, Anadolu veya Trakya üzerinden kıta Avrupasına taşındığı teorisi bu yüzden kabul görmektedir.

17. yüzyılda bölgeye gelen Evliya Çelebi seyahatnamesinde 'dankiyo tulum sazı' ve 'Sazende-i dankiyo düdüğü' olarak tanımladığı enstrümanı Trabzon yakınlarında yaşayan halkın icat ettiğini bildirmiştir. Bununla birlikte Antik Yunanca olup 'Hayvan derisinden yapılmış torba' anlamına gelen dankiyo kelimesi bugün Trabzon'da neredeyse hiç bilinmediği gibi dini sebeplerle ya da küçükbaş hayvancılığın terkedilmesiyle unutulmuştur.

Türkiye-Yunanistan nüfus mübadelesine kadar Rumlar tarafından özellikle Maçka ve Kuzey Gümüşhane'de (Krom, Santa, İmera) yoğun olarak kullanılmaktaydı. Yine 1900'lü yıllara kadar Araklı Karadere vadisindeki Hemşinli orjinli köylerde çalınmakla beraber günümüzde sadece halk tarafından eskiden çalındığı bilinmektedir. Bunun yanı sıra Bayburt'un kuzeyinde yer alan ve Trabzon' a komşu olan bazı köylerde kullanılmaktadır.

1970'lere dek Holo boğazı köylerinde de çalındığı bilinmekte, kemençenin bazı parçaları çalmak için tulum gibi akort edildiğinden Trabzon folklorunda etkisi sürmektedir. Çayeli ilçesinden doğuya doğru Rize'nin Pazar, İkizdere'nin Bazı Köyleri, Ardeşen, Çamlıhemşin, Fındıklı, Güneysu ve Artvin'in Arhavi, Hopa, Borçka,Yusufeli,Şavşat,Meydancık belde Murgul ilçelerinde, Erzurum'un İspir ilçesinde ve Gürcistan sınırında geleneksel olarak çalınır.

Artvin'in iç bölgelerinde Gürcüler tarafından da geleneksel enstrüman olarak kullanılmakta.Ardahan ilinin kuzeyi olan Posof ve Hanak'ta kullanılır. İç bölgelerde Tatos dağları sınırından itibaren yerini davul-zurnaya bırakmaktadır. Tulum, Gümüşhane'de, şehir merkezinin doğusunda bulunan Merkez ilçe köylerinin genelinde davul-zurnayla beraber geleneksel çalgıdır. Önceleri bu yörede yoğun olarak çalınmakta olan tulum günümüzde yerini daha çok davul-zurnaya bırakmıştır ancak bazı Gümüşhane köylerinde yoğun olarak kullanılmaya devam edilmektedir. iran'da Ney Anban adıyla bilinmektedir.

Yapımı:
Keçi yavrusunun derisinden yapılır. Oğlak derisi bütün olarak çıkarıldıktan sonra hasır denilen ilaçlama ve kurutma işlemlerine tabi tutularak, delik kısımları tıpalanıp bağlanır.Çalgı kısmına nav adı verilir. 'L' biçiminde şimşir veya dut ağacından içi oyularak hazırlanır. İçine ses getirecek kamış dalından hazırlanmış eşit sesli, iki adet düdük yerleştirilir. Nav`ın karşılıklı beşer deliği mevcuttur. Tuluma doldurulan hava sıkıştırılarak nav kısmından dışarı çıkması sağlanır.

Navın içine yerleştirilen zurna 7-8 cm. uzunluğundave eşit sesli olarak iki tane olur. Zurna kamışın ince kısmından hazırlanır.İyice kurumuş kamıştan kesilerek bir ucu kapatılır. Hemen altından başlayarak kapak olacak şekilde 2-3 cm kesilir. Kapak kısmı inceltilerek üflenince titreyecek hale getirilir. Sesleri eşit yaptıktan sonra beraberce nav'a takılır. Balmumu ile hava almayacak şekilde kapatılır. Üflenince hava sadece açılan kapağın altından geçer. Bu esnada kapak titreşir ve uyumlu ses meydana gelir.

Tulum Ezgileri:
Polatın Rizesi, Abtinin Rizesi, Çinçiva Rizesi, Sık Rize, Eski Çano, Yeni Çano, Seydioğlu, Tumasoğlu, Apso, Çarişka, Anzer, Paakçur, Amlakit, Samistal, Yali, Dumli, Anço, Mamudoğlu, Kotuna, Xhant, Hemşin, Yüksek Hemşin, Memedina, Bakoz, Kaçkar, Xhevek, Kêmêr, Çift Ayak, Papilat, Dereci

Kaynak: RİZEDEYİZ EDİTÖRÜ