Evimizde golsüz beraberlikle ayrıldığımız Bucaspor karşılaşmasının ardından Giray hoca Bikoko'nun sorununu araştıra dursun, biz de 'ligde şampiyonluğu hedeflerken ilk altıda nasıl tutunabiliriz?' bunu hesap etmeye başladık.

Büyük umutlarla alınan Zeqiri gözden düştü. Daha bu takımın formasını giymesinin zor olduğunu hissediyorum.

Son haftalara doğru, düşmesi garanti takımlarla oynayacağımız maçlar bir avantaj gibi görünse de A2 takımıyla sahaya çıkan Buca karşısında gol pozisyonu üretemiyorsan, o maçları da biraz zor kazanırsın.

Buca maçında Cenk Ahmet ve Jallow'un mücadelelerini seyrettik. Takım olarak hiç de hoş görüntü vermediler. Buca maçında tek sevindiğimiz durum ise 11 hafta sonra kalemizde gol görmedik.

Takımın üzerindeki takım ruhu ve heyecanın yok olduğunu Buca maçında iyice hissettik. Bu saatten sonra Rizespor Play-Off'u arzulayan bir takım olmalı ve her puanı değerlendirmelidir.

Alan savunmasını iyi yapan bir takıma karşı başarılı olamadık. Evimizde bu yüzden rakiplerimize üstünlük kuramıyoruz. Kapanıp kontra ataklarla çıkan takımlara karşı hep zorlandık ve maçları kazanamadık.

Burada açık futbol oynayan Elazığspor maçını düşünün. Lider takıma 3 gol atma başarısı sağladık. Keza Kasımpaşa takımını aynı şekilde 4-2 yendik. Ama bir Sakarya maçı ve Güngören takımlarına karşı kapalı savunmayı açamadık. Bucaspor maçında sahada mücadele ve hırs yoktu bu yüzden tek bir sarı kart bile görmeden maçı tamamladık.

Rizespor başkanına küfür eden bir taraftar biz Rizeliler'i ne kadar yansıtıyor? İnanın bu durum çok üzücüdür.

Hep beraber bu takımın iyi yerlere gitmesi için mücadele vermek yerine içimizde bu şekilde bölünürsek nereye varabiliriz ki?

Eleştiri herkes yapmalı tabiî ki ama küfür bizi ve kültürümüzü yansıtmıyor. Hele ki onlarca işlerinden fırsat bulup bu takımı sırtlayan yönetim kadrosuna.

Ha bu işi ne kadar becerebildiklerini sorgulayabiliriz. Ama bu kaba bir dille olamamalı…