Peki gerçekten neyin mücadelesini veriyoruz?

RİZELİ AJANS YAZDI, TRABZON MEDYASI ZEVKLE SERVİS ETTİ!
Rizeli bir haber ajansı BHA. Muhabiri çıkıyor, kendi memleketinin havalimanını gömüyor, Trabzon medyası da habere kartal gibi çöküyor.

Yahu hemşerim… “Mahreç Rize, manşet Trabzon” oldu.
Biz kendi ayağımıza sıkıyoruz, onlar da bizim kurşunlara alkış tutuyor.
Haberi yazan kim? Rizeli.
Haberi en çok seven kim? Trabzon medyası.
E peki bu nasıl iş? Kime yalakalık, kime hizmet?
Kasım ayı rakamlarını yüzümüze yüzümüze vurmuşlar.

Resmî verilere göre, kasım ayında Trabzon Havalimanı’ndan İstanbul’a 38.480 yolcu seyahat etti ve bu hatta ortalama bilet fiyatı 2.742 TL olmuş.

Rize–Artvin Havalimanı’nda ise aynı güzergahta 20.544 yolcu uçuş gerçekleştirdi. Bu hatta ortalama bilet fiyatı 2.613 TL olarak kaydedilmiş.

Yani Rize Havalimanında fiyatlar daha düşük vurgusu yapılmış.
Buna kargalarda, atmacalarda güler dostum.
Bir de RTSO Meclis Başkanı Ahmet Arif Mete’nin açıklamalarını “bak dediğim gibi değil” gibi servis etmişler.

İyi güzel de… Peki diğer aylar? Onlara baktınız mı?
O veriler niye her ay paylaşılmıyor?

Seçmeli istatistikle memleket yönetmeye çalışanların rapor tarzı bu işte.
Üstelik onca engelmeye, onca taş koymaya rağmen…
Rize–Artvin Havalimanı 2023, 2024 derken 2025’te de 1 milyon yolcuyu geçti.
Bunu yazmaya gelince… hep bir sessizlik, hep bir suskunluk.
Ders gibi söz: “Kendi sesi kısık olanın, başkasının narasına öfkesi geçmez.”

Screenshot 5

1991’İN RİZESİNDEN BUGÜNE: NE DEĞİŞTİ, NE KALDI?
Nuri Kaptan arşivden bir görüntü çıkardı, herkes nostaljiye düştü.
1991’de Alman WDR gelmiş, Memiş Ali Usta’yla röportaj yapmış.
O sokaklar… O şehrin hali…
Bir yanda 60 binlik Rize, bir yanda bugün 350 binlik hareketlilik.
Kes kemençe sesini, fokuslan…
O görüntülerde şehrin ruhu var.
Bugün bakınca anlıyoruz:
Rize, her yıl büyümüş ama aynı zamanda bazı güzelliklerini kaybetmiş.
Eskiden yavaşlık vardı, şimdi hızın hızı var.
Düşündüren söz: “Şehir büyürken insanlar küçülmesin yeter.”

SON YOLCULUK TELEFERİKLE… BU DAĞLARDA HÂLÂ YOL YOK MU?
Pazar Darılı köyünden acı bir görüntü…
93 yaşındaki bir vatandaşın cenazesi, yol olmadığından ilkel teleferikle taşındı.
Bu manzara hem iç acıtır hem utandırır.
2025’te hâlâ böyle bir görüntü çıkıyorsa ortaya…
Bir yerde bir şeyler eksik, birilerinin de sorumluluğu büyük demektir.
“Bu memlekette yol biter mi?” diye soranlara cevabım şudur:
Bazı köylerde yol hâlâ başlamamış bile.

RİZELİNİN SABRI DAĞ GİBİ AMA… BİR YERE KADAR
Bilet fiyatı yüksek, sefer az, Birlik Haber Ajansı haberi sadece algı, komşu medya sevinçten hopluyor…
Rizeli ise bağırıyor ama sesi havalimanı pistinde kayboluyor.
Korkum şu:
Bu gidişle “Trabzon’a uçalım daha ucuz” cümlesi normalleşecek.
O zaman da Rize Havalimanı'nın ruhunu öldürmüş olacağız.
Kısa söz: “Sahip çıkmadığın değer, başkasının oyuncağı olur.”

KALENDERCE
Rize rüzgârlı bir şehir…
Bazen Meltem, bazen fırtına.
Ama en sert rüzgâr bile Rizeli’nin inadına çarpınca geri seker.
Bugün ajansından köyüne, havalimanından arşiv görüntüsüne kadar anlatılan her şey bir hakikati gösteriyor:
“Bu şehir, kendine sahip çıktıkça güçleniyor; dışarıya yaslandıkça zayıflıyor.”