Gittim gezdim, gördüm: bir taraf çay buharı, diğer taraf tuz lambası. Peki hangisinde içimiz daha ferah? Hem gelin görün hem gülümseyin, hem de düşünün.

DURAK: ÇANKIRI
Fırsat buldukça ülkemizin birbirinden faklı şehirlerini keşfedip fotoğraflıyorum.

Samsun molasından sonra Çankırı’ya indim. Mütevazı, sakin, ağaç var, insan var, şehir merkezi tertemiz.

Rize’nin çay kokusunu bekliyorsun, ama yerine bir tuz kokusu değil, dingin bir İç Anadolu soluğu var. Sonbahar vurmuş muhabbetine, yapraklar mis kokuyor; evleri yenilenmiş, ama insanı eski usul.

Her adımda “Bu ne tatlı şehirmiş” dedim. İçimizdeki memleket özlemiyle karışık, Anadolu'nun farklı yüzünü tattım.

“Gezmek, şehrin ruhunu çalmaktır.”

YAĞMURUN ve TUZUN MUHABBETİ
Rize ile Çankırı’yi karşılaştırmak, çayın demiyle tuzun gölgesini tartmak gibi. Biri yağmurla yıkanır; diğeri tuz mağarasının serinliğinde düşünür. Rize’de oturup çay içer, dünya meselelerini çözeriz; Çankırı’da bir tuz lambası yakıp sessizliğe dalarsın. İkisi de Anadolu; ama her biri başka bir şiir.

“Aynı ülke, farklı nakaratlar.”

FIRTINA VADİSİ’NDEKİ YIKIM VE KAÇAK BUNGALOV DRAMI
Yapılana müsaade edersen devlet vatandaşın canını yakar. Doğru mu desem, acı mı desem bilemedim. Yaylalar, bungalovlar, plansız tesisler… Kaç yıldır yazıyoruz gündeme getiriyoruz: “Kayıt altına al, mimariye uy, denetim yap.” Olmadı, şimdi yıkılıyor; elinde ki küçük bütçesiyle yatırım yapmış vatandaşın canı yanıyor. Sorun baştan çözülmediği için sonuç acı oluyor. Devletin müdahalesi şart; ama önce adil, insaflı ve öngörülebilir bir çözüm planı lazım. Yıkım değil, akıl ve plan lazım.

“İşin başını tutmazsan, sonu hep sızlatır.”

KÜÇÜK GURUR: ÇAYELİ’NDE BİR PET ŞİŞE SOSYAL DENEYİ
Güzel haber: Çayeli’nde okul içine bırakılan pet şişeyi fark edip çöpe atan çocuklar ödüllendirildi. Bir küçük olay, büyük umut.

Şu memlekette hâlâ “iyi” edenler var; hem de genç nesilde. Bu görüntüleri izleyenin yüzü ısınır, gönlü rahatlar.
Böyle minicik anlar, büyük değişimlere köprü olur.

“Küçük temizlik, büyük vicdan işidir.”

SON DAKİKA NOTU: ŞEHİR VE İNSAN
Çankırı’nın sessizliğiyle Rize’nin serüveni arasında dolaşırken anladım ki: şehir, sadece binalar değildir; insanın halidir.

Bizim işimiz, bu halleri kaydetmek, yazmak, fotoğraflamak, sorgulamak. Hem iğneleyici konuşuruz hem sevgiyle dokunuruz; çünkü memleketi sevmek, kusurlarını söylemeyi de bilmektir.

“Sevmek, eleştirmekle tamamlanır.”

ŞAİRENE SONUÇ — öneri:
Düşünüp durma; git, gör, yaz. Memleketin her köşesi bir derstir; not al, paylaş, sorumluluk iste. Hem vatandaş olarak hem gazeteci olarak — elini taşın altına koy, ama hakkaniyetle.