Rize’de bu hafta oynanacak Rizespor – Trabzonspor derbisi öncesi alınan kararla “misafir taraftar alınmasın” dendi.

Yani Trabzon’dan taraftar gelmeyecek, Rize’den de ikinci yarıda kimse Trabzon’a gitmeyecek.

İlk tepkiler ikiye ayrıldı.
Kimi “futbol dostluk oyunudur” diyor.
Kimi de “biz komşuyuz ama tribün dostu değiliz” diyor.
Ben ikinci gruptayım.
Doğru karar kardeşim.
Ne gerek var gerginliğe?
Bir düşünün…
500 Trabzon taraftarı gelir, ilk tezahürat “Rize kümeye” olur.
Bizimkiler de “hadi oradan” diye bağırır.
Bir anda tansiyon tavan.
Polis bariyeri, anonslar, sahaya yabancı madde…
Film hep aynı senaryo!
Yani bu karar, önleyici tedbirin en sessiz hali.

Ama işin bir de perde arkası var.
Kimin aldığı belli değil!
Valilik “biz değiliz” diyor,
Kulüp “biletleri satışa çıkardık ama Trabzonspor Passolig’le anlaşması yok. Biletleri kendi satışa çıkartmadı” diyor.
En sonunda herkes “ben yapmadım, o yaptı” noktasında buluştu.
Belli ki bu derbinin en organize yanı… karmaşa.

Rizespor’un tribünleri zaten “coşku” bakımından yeterince renkli.
Bir de dışardan gelenin rüzgârını almaya gerek yok.
Misafir ağırlamak güzeldir ama bazı misafirlikler… “eve komşuluğa zarar” bırakır.
Bu yüzden bu sefer “misafire kapı kapalı” ama gönül açık.

Spor dostluk, rekabet, heyecan içindir.
Ama bazı maçlar… gerginliğin değil, sağduyunun kazanması gereken maçlardır.

“Bazen dostluğu korumanın yolu, mesafeyi korumaktan geçer.”