Çaykur Rizespor’da tablo ortada. Takımın ruhu sahada değil, soyunma odasında bile hiç yok. Hoca, maç sonrası mikrofonlara “Denizde ne varsa kıyıya o vurur” diyerek yine edebiyat yapıyor.

Çaykur Rizespor’da tablo ortada. Takımın ruhu sahada değil, soyunma odasında bile hiç yok. Hoca, maç sonrası mikrofonlara “Denizde ne varsa kıyıya o vurur” diyerek yine edebiyat yapıyor.

Ama hocam, o kıyıya vuran dalganın içinde senin sistemin, senin oyun planın, senin geç kalan transferlerin de var.

Lig 9. haftasında. 9 maçta 9 puan. Düşme hattındaki takımla aranda sadece iki puan. Bu kadar bütçeyle, bu kadar sabırla, bu kadar desteğe rağmen hâlâ “şanssızdık, biraz zamana ihtiyacımız var” demek olmaz.

Mourinho bile başarısız olunca valizi topluyor. Futbolda bazen vedalar da profesyonelliğin gereğidir.

İlhan Palut’u sevdik, emeğini inkâr etmeyiz ama bazen sevilmek yetmez. Taraftar artık hikâye değil, galibiyet istiyor.

⁠⁠85. dakikaya kadar tezahürat yapan o tribün, “Yeter artık” diye bağırmaya başladıysa orada bir şeyler kopmuştur.

“Rize taraftarı maçlara gitmiyor” diyenlere de bir söz: Başarı gelmeyince ilgi azalır, bu doğaldır.

Ama bu şehir takımıyla birlikte güler, birlikte ağlar. O ateşi yeniden yakmak, artık hocanın değil yönetimin sorumluluğudur.

Çünkü bu takımın sadece ayakları değil, kalbi de soğumuş durumda.

Denizde yüzen balık değil, kıyıya vuran hayaldir bazen.



EKONOMİ ZİRVESİ Mİ?

Rize’de 22 ülkeden gelen akademisyenlerin katıldığı “Ticaret ve Ekonomi Uluslararası Zirvesi” yapıldı.

Güzel, kulağa hoş geliyor.

Ama bu tür etkinliklerin çoğu “konuş, poz ver, ayrıl” geleneğiyle bitiyor. Rize’nin ekonomisine, istihdamına, göçüne, işsizliğine dokunmuyorsa o zirve sadece fotoğraf albümünde kalır.

Bu şehirde gençler başka şehirlere göçüyorsa, dükkanlar ardı ardına kapanıyorsa, üniversite mezunu çocuklar kahve köşelerinde oturuyorsa, “uluslararası zirve” tabelası fazla süslü kaçar.

Bırakın konuşmayı, bir fikir bırakın bu şehre. Bir çözüm, bir üretim modeli, bir iş sahası… Yoksa yine o meşhur söz geçerli olacak: Körler sağırlar birbirini ağırlar.

Gerçek kalkınma kürsüde değil, üretim bandında olur.

SONUÇ / ÖZET ÖNERİ

Rize’nin hem sahada hem şehirde aynı derde tutulduğu bir dönemden geçiyoruz: Ruh eksikliği.

Futbolda da ekonomide de başarı, samimiyet ve strateji ister. Birinde gol, diğerinde üretim… Ama ikisinde de “bahane”ye yer yok.

ŞEHRE KISA BİR ARA
Yıl sonuna kadar tamamlayıp yayımlamayı planladığım kitap çalışmam için bugün kısa bir gözlem turuna çıkıyorum. Birkaç şehirde sahayı yerinde inceleyeceğim.

Merak etmeyin, yazılara ara yok. Kalem yine yolda olacak.