Bir uçak, bir haber, bir milletin kalbi...
C-130 kargo uçağının düşmesi milletimizin yüreğine ateş düşürdü.
Analar ağladı, çocuklar yetim kaldı.
Haber duyulduğunda “Allah’ım yine mi?” dedik.
Oysa o 20 kahraman, sadece asker değildi.
Onlar, vatan toprağının sessiz bekçileriydi.
“Geri dönmeyeceğiz belki ama bayrağı yere düşürmeyeceğiz” demişti biri son mesajında.
Döndüler… Ama tabutların içinde, ay yıldızla sarılı.
Bu acı bize bir kez daha gösterdi ki;
güvenlik, bir ülkenin nefesidir.
O nefes kesildiğinde bütün yürekler durur.
Kahramanlar ölmez, milletin hafızasında sonsuza dek yaşar.

AĞAÇ DİK, GELECEĞİ YEŞERT
Rize’de 160 bin fidan toprakla buluştu.
Bir şehir nefes aldı, bir umut filizlendi.
Yağmurun eksik olmadığı bu topraklarda fidan dikmek, sadece çevre eylemi değil, bir medeniyet işidir.
Bizim kültürümüzde “bir fidan dik, bir dua kazan” denir.
Bu şehirde toprağa her kazma vurulduğunda geleceğe de bir söz verilmiş olur.
Belki bugün küçücük bir fidandır ama yarın o gölgenin altında bir çocuk “benim dedem dikmişti” diyecektir.
Bir ülkenin geleceği, diktiği fidanların gölgesindedir.

SAHİLLERİMİZİN SESSİZ KAHRAMANLARI
Bir grup gönüllü genç, ellerinde çöp torbalarıyla sahile indi.
Ne bir kamera vardı başlarında, ne bir tören.
Sadece içlerinden gelen bir sorumluluk…
“Temiz deniz, temiz dere” diyerek dalga sesine karıştılar.
Kimi plastik topladı, kimi pet şişe, kimi sigara izmariti.
Bir şehirde, vicdanını kirletmemekle başlar temizlik.
O gençler bunu biliyor.
Belki deniz bir kez daha nefes alacak sayelerinde.
Bir avuç insanın temiz kalbi, bir denizi kurtarabilir.

SON SÖZ
Bir yanda yas, bir yanda umut, bir yanda sorumluluk…
Hayat, işte böyle akıyor bu ülkede.
Kimi şehit oluyor vatan için, kimi fidan dikiyor, kimi çöpleri topluyor.
Ama hepsi aynı amaç için:
Bu topraklar yaşasın, kirlenmesin, unutulmasın.
Bir millet, hem şehidini ağlayıp hem fidanını dikebiliyorsa…
O milletin kökleri hiçbir zaman kurumaz.