Bir sezonun daha sonuna geldik. Çaykur Rizespor, son haftalarda bazı sorunlar yaşamış olsa da ligi orta sıralarda tamamlamak üzere.
Elbette eleştiriyoruz. Çünkü futbol taraftarı olmak bunu da gerektirir. Ancak önemli olan eleştirinin dozunu ve yönünü doğru ayarlamak. Yapıcı eleştiriler, sadece bugünü değil, geleceğimizi de şekillendirir.
Altyapı Konusunda Neler Yapılmalı?
Rizespor’un yıllardır çözemediği en büyük sorunlardan biri altyapı. Evet, tesis anlamında önemli yatırımlar yapıldı. Hatta ülke genelinde örnek gösterilecek bir altyapı tesisine sahibiz. Fakat bu tesisten A takıma çıkan oyuncu sayısı oldukça sınırlı. Bu durum sadece Rizespor’a özgü de değil. Bugün milyon dolar bütçelerle kurulan takımlar bile altyapıdan oyuncu çıkaramıyor, gidip Icardi’lere, Rafa Silva’lara büyük ücretler ödeyerek kadro kuruyorlar. Bu, Türkiye futbolunun genel bir sorunu.
Altınordu örneği uzun süre alkışlandı. Ancak bugün geldiği nokta alt liglerde mücadele etmek. Yani model oluşturmak, sürdürülebilirlik sağlamak ve gerçekçi bir planlama gerekiyor. Avrupa’da, özellikle Almanya’da bazı kulüplerin altyapıdaki başarısı dikkat çekici. Biz de bu modellerle daha fazla işbirliği yapmalı, kendi yol haritamızı oluşturmalıyız.
Transfer ve Teknik Kadro
Bu sezon transfer politikası da çok konuşuldu. Büyük paralar harcayan takımların bile şampiyon olamadığını gördük. Örneğin, Fenerbahçe'nin Galatasaray'dan daha fazla bütçe ayırmasına rağmen ipi göğüsleyememesi paranın her şey olmadığını bir kez daha gösterdi.
Rizespor tarafına dönersek… Evet, zaman zaman teknik direktör İlhan Palut eleştirildi. Ancak unutmamalıyız ki, iki yıldır takımı çalıştıran istikrarlı bir isim. Bugün bulunduğumuz sıralama, sahip olduğumuz bütçe ve kadro derinliği düşünüldüğünde, Palut’un emeğini teslim etmemiz gerekiyor.
Taraftarın Desteği Nerede?
Bir başka önemli konu ise taraftar. Ne yazık ki tribünler birçok maçta boş kaldı. Takımın sahadaki motivasyonu doğrudan bu durumdan etkileniyor. Taraftar desteği, bir takımın en büyük gücüdür. "İyi oynamıyorlar, bu yüzden gitmiyorum" bahanesiyle değil, aidiyet duygusuyla tribünde olmak gerekiyor. Yaklaşık 4 bin dolayında sürekli takımın yanında olan taraftarımıza teşekkürler.
Rizespor bizim şehrimizin takımı. Kazandığında nasıl seviniyorsak, kaybettiğinde de yanında durmalıyız. Bu takım 5-0 da yenilebilir, küme de düşebilir… Ama her durumda bizim değerimizdir. Sahip çıkmak, eleştirmek kadar sorumluluğumuzdur.