DÜĞÜNDE SİLAH
Trabzon’un Çaykara ilçesinde düğün, bayram değil matem oldu. Gelin alma sırasında havaya sıkılan kurşun sekti, bir kişi öldü, iki kişi yaralandı. Yani bildik hikâye: “Bir el sıkalım ne olacak” diyerek eğlenceyi kana bulamak. Silahı eğlencenin parçası sanan bu kafa değişmezse, daha çok “ah” çekeriz.

RİZE’DE BETON HESABI
TÜİK verileri geldi: Rize’de ikinci çeyrekte 457 daireye yapı ruhsatı, 236 daireye kullanım izni verildi. Esnaf kirayla, vergilerle boğuşuyor. Bir yanda günlük cirosuyla zor ayakta duran dükkân sahibi, diğer yanda gökdelen gibi yükselen betonlar. Bu zamanda ev almak, dükkân almak hayal oldu. Allah herkesin yardımcısı olsun, ama şunu da bilelim: beton yükselirken umutlar alçalıyorsa bir yerde yanlış var.

MEHMET SALİH HOCA
Rize’de 45 yıl boyunca görev yaptı. Sohbetiyle, duasıyla, vaazıyla nice gönle dokundu. Emekli imam Mehmet Salih Güney, memleketi Artvin Yusufeli’nde vefat etti. Cenazesi Rize’ye getirildi, sonra tekrar köyüne gönderildi. Rahmet olsun. Bu şehir, iz bırakanları unutmaz.

ASANSÖR KAZASI
Rize Toptancılar Sitesi’nde yük asansörü kazası: Bir kişi yaşamını yitirdi. Eyvahla geri gelmiyor giden can. Güvenlik önlemleri hâlâ “nasip” düzeyinde. Oysa tedbir, iman gibi şart.

SON SÖZ
Kurşun da beton da ölüm de ibadet de aynı memleketin hikâyesi. Kimi neşeyi kana buluyor, kimi sabah kepengini borçla açıyor, kimi ardında hayırla anılacak sohbetler bırakıyor. Bir şehrin ömrü, işte bu küçük ama derin hikâyelerin toplamıdır.